Taşova ilçemizde çam ağaçları kesilerek oluşturulan meydanda, Hükümet Konağı bahçesindeki Atatürk Anıtı’nın 11 yıldır karanlıkta bırakılmasına, İYİ Parti Taşova Kurucular Kurulu üyesi Halil Kuru tepki gösterdi. Kuru, “Koysunlar buraya bir tane saat ben ışıklandırmasını yapayım. Neyse yaktığı elektrik, ben bunu karşılamak istiyorum” dedi.
“Avrupai bir meydan yapıyoruz” denilerek 2010 yılında başlatılan çalışmaların ardından Taşova Kaymakamlığı bahçesindeki Atatürk Anıtı aydınlatmasız kaldı. Üzerinde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 22 Haziran 1919’da Saraydüzü Kışlası’nda okuduğu Amasya Tamimi’nin de bulunduğu büste hiçbir açıdan aydınlatma konulmadı.
Atatürk büstünün 11 yıldan bu yana karanlıkta bırakılmasına tepki gösteren İYİ Parti Taşova Kurucular Kurulu Üyesi Halil Kuru, şu açıklamayı yaptı:
“BİR SÜRÜ BOŞ IŞIKLANDIRMA VAR”
"Atatürk büstümüzün ışıklandırmaları vardı daha önce. Şöyle baktığınız zaman bir sürü boş ışıklandırma var. Buradaki büstün ışıklandırılması demek bizim milli değerimize ne kadar önem verdiğimiz anlamına gelir. Ama baktığınız zaman ne kadar boş şey varsa hepsi ışıklandırılıyor.
“EĞER YETKİLİLER BUNU YAPMIYORSA BEN GÖNÜLLÜYÜM”
Karşımızdaki binanın ışıklandırılmasının benim için bir anlamı yok ama burada bir büstün ışıklandırılması insanların şöyle güzel görmesi bizim için bir değerdir. Bu ulusal bir değerimizdir, milli bir değerimizdir, aynı zamanda onurdur. Atatürk büstü dünyada birçok ülkelerde vardır. Hepsi de çok güzel bir şekilde yansıtmalarla çok güzel gösteriyorlar zaten. Bizim yapmamız gerekeni niye dışarıdaki insanlar yapsın? Yani onların vermiş olduğu değeri biz niye vermeyelim? Onun için, ben yetkililerden şunu istiyorum, buradaki büstün LED ışıklarla güzel bir şekilde aydınlatılmasını istiyorum. Daha önceki yerleri var zaten ışıklandırmaların. Fazla bir şey değil, çok cüzi bir şey LED ışıklar. Yaksa yaksa 12 volt (watt) yakar bu da ayda tutsa 10 lira yapmaz. Eğer yetkililer bunu yapamıyorsa ben kendim buna gönüllüyüm. Koysunlar buraya bir tane saat ben ışıklandırmasını yapayım, neyse yaktığı elektrik ben bunu karşılamak istiyorum.
“SİYAH ÜSTÜNE SİYAH BOYA VAR, GÖZÜKMÜYOR”
İkincisi Amasya Tamimi genelgesine baktığınız zaman siyah üstüne siyah boya var, gözükmüyor. Altın yaldızlı boyalarımız var. Siyahın üzerine daha güzel görünür. Hem de insanlar geldiği zaman Amasya Tamimi’ni okur. Şurada kimsenin ben Amasya Tamimi okuduğunu sanmıyorum. Geçerken bile zaten dikkat çekmiyor, ama bu tür ışıklandırmalarla bu tür yazıyla yapıldığı zaman Amasya Tamimi’ni de öğrenmiş olur. Hem de buradaki büstümüz güzel bir şekilde insanların gözünün rengini aydınlatır.
“BENCE BİLEREK YAPILDI”
Burası daha önceden yeşillik bir alandı. Ağaçlık bir alanda köyden gelen insanlar adliyede işi olur, başka bir yerde bir şey olur, hafta günü gelir, dinlenmek için burası gölgelik bir yeşil alandı. Çay bahçesi vardı, havuzu vardı. Büstümüz de birazcık daha ilerdeydi. O zaman daha güzel görünüyordu, ışıklandırması da vardı. Buradaki ışıklandırmaların kabloları buraya da geliyordu. Bahçedeki ışıklandırmalar yandığı zaman Atatürk büstü de yanıyordu. Sonra zamanla ne olduysa bence bilerek yapıldı. Çünkü üzerindeki projektörler, LED ışıklar sökülmüş. Hadi, desen ki ‘arıza var da ondan yanmıyor’ o zaman üzerindeki LED ışıklar nerede?
“GECE KARANLIKTA BURADA NE OLDUĞU BELLİ DEĞİL”
Yerde de var ışıklandırma, bu ışıklandırma da bu bahçenin ışıklandırmasına bağlı. Oradaki ışıklandırmalar yanmadığı için bunlar da yanmıyor. Karşıdaki Hükümet Konağı’nın her penceresinde ayrı bir LED ışıklandırma var. Bunlar geceleri yanıyorlar güzel de görünüm oluyor, hoş görünüm oluyor. Karşımızda da belediyenin var, belediyenin de her penceresinin altında ışıklandırması var. Tamam gece güzel görünümü oluyor aynı güzelliği de bu büstün oraya yaptığımız zaman daha güzel olacak. Vermiş olduğumuz değer daha çok anlaşılacak. Ama bu şekilde gece karanlıkta burada ne olduğu belli değil, buradaki yazının ne olduğu belli değil, oradaki simgelerin ne anlatmak istediği belli değil. Aydınlatılırsa insanlarımıza daha hoş bir görüntü olacak. Ama baktığın zaman demek ki elin adamı bizim değerimize bizden daha çok değer veriyor.”
Anka Rafet Öztürk