Mehmet Atak'ın kaleminden : "Tarihi İkinci Tur Seçiminin Kaybedenleri"

Mehmet Atak'ın kaleminden : "Tarihi İkinci Tur Seçiminin Kaybedenleri"

DÜNYA - 06-06-2023 01:23

Bir önceki yazımı, “Açlıktan nefesi kokan halkımızın kutlamaları hele bir bitsin de asıl kaybedenleri bir sonraki yazımda inceleyeceğim” diye bitirmiştim.

   Peki asıl kimler kaybetti?

   Ay sonunu zor getiren, açlık sınırının altında maaş alan, “ama o Alevi” diyen emekli Cevdet kardeşim, kaybettin.

   Hastanede zar zor aldığın randevu saatinin geçmesine rağmen, bir Suriye’linin senin yerine “öncelikli hasta” olarak muayene olmasına kızan, “ama bunlar namaz kılıyor” diyen Hasan amca, kaybettin.

   Tarım arazileri maden teröristleri tarafından talan edilen, yerlerde sürünmesine rağmen, “ama bunlar Müslüman” diyen köylü Fatma ablam, kaybettin.

   Geçmediğin köprüye, kullanmadığın yola, gidemediğin şehir hastanesine para ödediğini bir türlü anlamayan, “çalıyor ama çalışıyor” diyen Ali amcam, kaybettin.

   Depremde günlerce yardım bekleyip, ölen, ağlayan ve seçim sonrası hala kaldırılmamış enkazın önünde halay çeken, “çadırları satan Kızılay’dan Allah razı olsun” diyen Satılmış dayım, kaybettin.

   Gözünü açtığın dünyaya borçlu olarak doğduğunu bilmeyen günahsız Pelinsu bebek, kaybettin.

   Genel kurmay Başkanı’nın üniforması henüz üstündeyken bir partinin Bakanı olduğu TSK, kaybettin.

   “Türk Bayrağı’nı, Anayasa’nın değiştirilmez maddelerini tartışmalıyız. Kürt özerk bölgesi kurulmalıdır” diyen Gaffar Okan’ın katilleriyle aynı ittifakta olan milliyetçi Alperen kardeşim, kazansan da kaybettin.

   Başbakan olma sevdası ile yola çıkıp eldeki vekillerden de olan, Meral ablam, kaybettin.

   Cumhuriyetimizin 100. yılında, 21. yüzyılda iletişim çağında, kendi yetkililerinin “yaklaşık 20 bin sandıkta görevlimiz yoktu” diyen CHP’nin Genel Başkanı Kemal dede, maalesef kaybettin.

   Listeyi uzatmak mümkün, ama ne demişler kendi düşen ağlamaz. Bu iktidarın Adalet eski bakanlarından biri çocuğa cinsel taciz olayı için, “ailesinin ve küçüğün rızası vardı” demişti. Bu günler için de ilerde, “halkın rızası vardı” diye yazacak tarih kitapları. İran ve Afganistan örnekleri ortada, başlangıçta oralarda da halkın rızası vardı ama şimdilerde halka soran yok.

   Sonuç olarak, AKP 2002 yılında AB (Avrupa Birliği) hedefiyle iktidara gelmişti. Son gelişmelere, kadına olan yaklaşımlarına, birkaç seneye toplam 15 milyon olacağı söylenen mülteci politikalarına, yaptığı cemaat ittifaklarına ve saray törenlerine katılanlara baktığımda, hep beraber son sürat AB hedefine emin adımlarla ilerlediğimizi düşünüyorum. Ama bu AB başka AB, bu sefer hedef Arap Birliği.

Advert
Günün Diğer Haberleri