AMASYA'NIN GÖZ BEBEĞİ BORABOY GÖLÜ - ( Ersin Demierel ) Mart /2018
Sularında ağaçların gölgesi, renklerinde tabiatın şiiri , asude güzelliğinide huzur, ormanında dört mevsimin nefesi ile görenleri kendine hayran bırakan bir ayna Boraboy gölü ...
Avustryalı yazar Moritz Hartmann, "Yolculuk insanın en güzel, en masum tutkularından biridir. "diyerek gezi serüvenini ne güzel dile getirir ! Üzerinde yaşadığımız gezegen birbirinden çekici ve büyüleyici mekanları ile bu tutkuyu sürekli diri tutar gerçekten de! Yeryüzünün doğal güzellikleri, kadim uygarlıkların gizemli izleri ve renkli kültürlerin sonsuz zenginliği benzersiz deneyimler yaşamaya çağırır bizleri. Kısa bir süreliğine de olsa günlük yaşamın dar çemberini kırmak, ruhumuzu zenginleştirmek ve hayatımızın unutulmaz günlerine yenilerini eklemek için çıkarız yola. İşte hayatın zorunluluğunu kırıp çıktığım seyahatlerden birinde kesişti yollarımız dupduru bir güzellikleri Boraboy Gölü'yle Boraboy doğumlu arkadaşım Necmi Gökçe'nin tavsiyesiyle ilk defa 2002 yılında gitmiştim bu yeşil güzelliği görmeye. Ağaçların renklendirdiği tepelerle kuşatılmış çanak şeklinde bir çöküntü alanına yayılan zümrüt yeşili gölü sabahın erken saatlerinde , şafakla birlikte keşfetmiştim. Yıllar geçti üzerinden ve işte yine Boraboy'dayım. Havada hafif bir nem kokusu ve ormanın serin soluğu hissediliyor önce. Ardından doğanın tüm renklerini canlandıran güneş, yavaş yavaş yükseliyor gökyüzünde. Etrafta mutlak bir sessizlik hakim. İnsanın ruhuna huzur veren, sonsuza dek sürecekmişcesine bir his uyandıran bu dinginliği zaman zaman kuş cıvıltıları bozuyor sadece. Gövdesinin yarısı sularda bazı ağaçlar, köklerinden aldıkları güçle uzanmış da uzanmış; dallarının, yapraklarınının gölgeleri kımıldıyor gölün yüzeyinde.
Yeşilin hemen her tonuyla orman , sudaki aksini seyrediyor; belki birazda şaşkın...
İşte o an anlıyorum, Boraboy gölü'ne neden "Aynalı Göl" diyorlar ...
O an anlıyorum burada neden tıpkı bir şiir gibi okutuyor kendini sular ...
Tabiat parkı statüsündeki Boraboy Gölü, Akdağ eteklerindeki Çivili Tepe'den doğan Çatalın Deresi'nin önünün heyelan sonucu kaplanmasıyla oluşan bir set gölü. Doğu - batı doğrultusunda yaklaşık 900 metre boyunca uzanan bu doğa harikasının en geniş yeri 300, derinliği ise 25 metre kadar. 1978 yılında dokuz hektarlık orman içi dinlenme alanı olarak düzenlenen Boraboy, denizden 1300 metre yükseklikteki derin bir vadi tabanına yayılıyor. Yeşilırmak'ı besleyen Çatağın Deresi taşıdığı alüvyonlarla gölün batı kesmini küçük bir bataklığa dönüştürmüş. 1990 yılında ağaçlandırılarak kurtarılan bu sazlıklarla kaplı alan, mütevazi bir kuş cenneti aynı zamanda. Gölün doğu ucunda dipten sızan su, delici akışını tekrar kazanarak nehre koşuyor hızla... Yemyeşil ağaçlar arasında bir mücevher gibi parıldayan Boraboy Gölü , her mevsim başka bir yüzüyle karşılıyor konuklarını. Bunun en önemli nedeni etrafını saran iğne ve geniş yapraklı ağaç dokusunun varlığı. Kestane ağaçlarınn sarı -beyaz püsküllü çiçekleri, çamların yeşilden maviye doğru değişen farklı tonları; kuzeye bakan yamaçlarda gürgen, kayın, güneyde ise sarıçam ve karaçam ağaçları süslüyor çevresini . Güney kıyısı sarp ve dik , kuzey kıyısı nispeten düzlük olan göl, kış aylarında ince bir buz tabakasıyla bembeyaz elbisesini kuşanıyor. Baharla birlikte yeniden yaprak yaprak açan ağaçların dipleri yosun ve mantarlar bezerken, toprak çimen ve dağ çiçekleriyle şenleniyor.Yağmurlarla yıkanmış çamların reçine kokusuyla harmanlanmış toprak kokusu sarıyor her yanı yaz aylarında. Yüksekliğin ve soğuğun etkisiyle geniş yapraklı ağaçlar rengarenk bir görünüme bürünüyor sonbahara doğru. Bu periyotta sarının, yeşilin, kırmızının ve turuncunun binbir tonunu yansıtıyor gülün yüzeyi.
FIRTANA GÖÇERLERİ