Bayram gelmiş hoş gelmiş… Bugün Arife!
Bayramlar insana bazı değerleri veren, olumlu alışkanlıkların yerleşmesine ön ayak olan, paylaşma kültürünü oluşturarak toplulukların sosyal toplumlar olmasında büyük önem taşıyan günlerdir. Bayramlar bir milletin sembolüdür. Bayram denilince akla sevinç, kavuşma gönüllerin coştuğu, sıla-i rahmin gerçekleştiği, umutların yeşerdiği, uzakların yakın olduğu, yeni yeni temennilerin olduğu bir zaman dilimidir.
Bayramlar tabiatı gereği yardımlaşma ve dayanışmanında sembolüdür.
Bayram deyince aklımıza; vatansız, bir yere sığınamamış, gezgin mülteci pozisyonundaki insanlarda gelmeli. Ülkemizde savaşlardan muzdarip mülteci durumunda milyonlarca insan var. Birleşmiş Milletler raporuna göre dünyada en az 10 milyon Müslüman sürekli hareket halinde. Müslüman ülkelerin vatandaşları olan bu mülteciler, gayr-i müslim ülkelerde sığınak ve huzur arıyor. Karınlarını doyurma peşine düşüyor…
Bayram deyince aklımıza Pakistan ve Afganistan’da her gün okullara, ibadethanelere, pazaryerlerine yapılan intihar eylemleri geliyor.
Bayram deyince aklımıza Bangladeş ve Mısır’da Müslüman âlimlerin ve siyasetçilerin hapishanelerde idam edilişi geliyor.
Bayram deyince aklımıza Arakan’da diri diri yakılan, Doğu Türkistan’da soykırıma maruz kalan insanlar geliyor.
Bayram deyince aklımıza Cezayir’de ve Sudan’da yaşanan darbe/iç karışıklıklar geliyor.
Bayram deyince aklımıza Yemen’de açlıktan ölen insanlar ve Körfez-Arap ülkelerinin Yemen’e kan kusturması geliyor.
Bayram deyince aklımıza Libya’da birbirini boğazlayan kabileler, gün yüzü görmeyen insanlar geliyor.
Bayram deyince aklımıza Suriye’de devam eden katliamlar, ölümler, vatansız insanlar geliyor.
Bayramları sevince dönüştürmek, fakire ihtiyaç sahibine yardım etmek dinimizin emri.
Bu Bayram birde “Kurban Bayramı” ise aklımıza bir lokma ete muhtaç garip gureba da geliyor.
Biz Ülke olarak fakirlerin, muhtaç sahiplerinin sığınacağı bir liman gibiyiz. Tarihimiz öyle güzel örneklerle dolu ki,
Osmanlı devlet geleneğinde,
Camilerde Çeşitli Hediyeler Dağıtılır
Askerlere kuzu eti, şeker, helva ve salata verilirdi. Cezasının üçte ikisini çeken mahkumların bir kısmı da bayram dolayısıyla affedilirdi. Zaptiyeye ise fes ve püskül verilir ya da bedeli ödenirdi. Bayramın ilk günü de hapishanedeki mahkumlara helva dağıtılırdı.
Şimdi düşünme zamanı biraz!
Devletimizin bu adetleri günümüz koşullarına uydurması gerekir.
Ayrıca bayram namazının yaklaşmasıyla birlikte biz büyüklere iş düşüyor. Bayramlıklarımızı giyerek ve yanımıza çocuklarımızı alarak en yakındaki camiye götürmeliyiz. Onları bu bayram sevincini tatmasını, idrak etmesini sağlamak görevimiz olmalı.
Kurban Bayramı İlla et dağıtmak ve yemek değildir. Örneğin bir bakkala gidip veresiye defterini kapatmakta bir bayramdır. Fakire muhtaç sahibine yardım etmek bir parça etle olduğu kadar, ihtiyaçlarını görmekte bir bayram sevinci yaşatır ihtiyaç sahibine.
Şimdiden kurban bayramınızı tebrik eder, kazasız belasız ve çocuklara gülen yüzünüzü eksik etmediğiniz bir bayram temenni ederim.
Sevgi muhabbetle kalınız iyi bayramlar.
Naci Özkan