HAYDİ GÜLÜMSE...

Naci Özkan

25-08-2021 11:33

Geçmişin tozlu izleriyle yaşamak insana zulüm geliyorsa, bazı gerçekleri görüp yaşanmışlıkları, acıları, kederleri bir yana elinin tersiyle itip yeni bir yol seçmek gerekiyor mutluluk için. Bundan önceki yaşadığımız hayatın sıkıntılarını bazen bir kenara koymak gerekiyor kararlılıkla.

Bunu yapmak zordur hatta bıçağın ucu kadar sıcaktır çoğunlukla. Gitmek istediğimiz yerler vardır, gömülmek istediğimiz şarkılar…Oysa mutlu olmak uğruna ve güzel bir hayat sürmek için yaşlanıyor herkes. Ve anılar, adresi değiştirilmiş evlerde saklanıyor. Maziyi unutmayı beceremiyoruz. Aklımızda hep eski sözlerin yükü kalıyor. Neye dokunsak, orası karanlık bir geceden farksız geliyor insana. Nereye baksak, oradan bir rüzgâr esiyor yüreğimize. Eskinin dertleriyle çürümek böyle bir şey…

Eşyalar yalnızlaşır, kapanır kapılar ve tavan üstünüze yıkılacak gibi olur. Cıvıl cıvıl günlerin rüyası girer uykumuza. Kendimizle konuşur, mırıldanırız çekilen dertlere. Ama daha çok kül olmadan, içimizdeki yanan ateşi söndürmek isteriz. İnsan ister istemez sevdiklerini düşünür böyle durumlarda. Çünkü sonsuza uzanan bir aşkın özeti gibidir genellikle sevdiklerimiz.

Sevdiklerimizi düşündükçe zamana eziliriz. Ve kararsız bir mevsim gibi, bir tarafımıza kar yağar, diğer yanımıza ise Ağustos sıcağının ateşi düşer. Yani bir yağar, bir güneş açarız ruhumuzda. Bulutsuz bir göğe içimizi çizmek isteriz. Küçük bir el, ipek dalgası ya da kaygılı bir ses çözüp çözüp bağlıyor küskün yanlarımızı. Hayatın tarifi de böyle bir şey maalesef.

Hepimiz temiz yüzlü bir çocuktan doğuyoruz, sonra bütün defterleri denize atıyoruz. Nasıl bir şeydir mutsuzluk, umutsuzluk? Tarif bile edemiyoruz kendimize. Ağzımızda soğuttuğumuz sözleri unutuyoruz. Onlar ki, zamana açılan koridorda bir çınlama sesi gibi gitmiyor bir türlü kulağımızdan. Geçmişin aklını karıştırıyoruz ve hiç ummadığımız yerden kırılıyor kalbimiz…

Halbuki yeryüzü çayırları ve dağları, mavi bir kıpırtıyla uyanıyor her sabah. Birden gülümsüyoruz ya, güneş biraz daha yaklaşıyor dünyaya. Eski defterleri karıştırma hevesidir bizi üzen ve biz bu gürültüler içinde arıyoruz kişiliğimizi. Ahşaba oyulmuş mektup gibi yüzümüzden başlıyor bir uçurumun derinliği.

Geç kalmamak için hiçbir şeye, haydi bir daha gülümse…

Ve unutma!

Bilirim, koskoca bir karamsarlığı sırtında taşırken, kahkahalarla gülmek ne kadar zordur kimse bilmez.
Somurttuğun her an kendinden başka kimseyi cezalandırmazsın çünkü çaldığın sadece kendi gülüşlerindir. Gri bulutların dağılmasını beklemek neden? Bir gülüş değil mi gökkuşağını doğuran!

Daha sağlıklı, kaliteli, mutlu bir hayata sahip olmak için; hayattan memnun olmak ve keyif almak, kendinizle birlikte çevrenizdekilere de olumlu bir örnek olmak için, yapmanız gereken tek şey gülümsemek…

Yüzünüzden gülümsemelerin eksik olmadığı güzel, mutlu ve bol ışıklı günler diliyorum.

O zaman bir daha gülümse…

Naci Özkan

Advert
DİĞER YAZILARI “Her nefis ölümü tadacaktır” 01-01-1970 02:00 Yitirdiğimiz Değerlerimiz, “Komşuluk” 01-01-1970 02:00 TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ 01-01-1970 02:00 DAYAKLI EĞİTİM MODELİ 01-01-1970 02:00 MİZANDA BELLİ OLACAK 01-01-1970 02:00 Ömürdediğin 01-01-1970 02:00 ÖMÜR DEDİĞİN… ( NACİ ÖZKAN) 01-01-1970 02:00 ❗ Dünyamız bir fay hattı ile yırtılıyor. 01-01-1970 02:00 ÇİFTÇİYE ACİL MAZOT DESTEĞİ VERMELİYİZ 01-01-1970 02:00 BAYRAM SEVİNÇTİR…. 01-01-1970 02:00 SAMİMİYET İSTİYORUM ARTIK 01-01-1970 02:00 İçine Karanlık Düşerse!.. 01-01-1970 02:00 RÜŞVET ALIP VERME (Ramazan Sohbetleri 4) 01-01-1970 02:00 TEVAZU GÖSTERMEK (Ramazan Sohbetleri 3) 01-01-1970 02:00 GÜNAHTAN KAÇINMAK (Ramazan Sohbetleri 2) 01-01-1970 02:00 HAK DOSTLARI (Ramazan Sohbetleri-1) 01-01-1970 02:00 ZERAFET 01-01-1970 02:00 YAĞMUR YAĞSIN SEN GÜLÜMSE BANA 01-01-1970 02:00 Boğaziçi Erdoğan için neden önemli? 01-01-1970 02:00 ZÜBÜKLER 01-01-1970 02:00 Bugün hava memleket gibi kokuyor burnuma … 01-01-1970 02:00 ÇOCUKLUĞUN ÖĞRETİSİ 01-01-1970 02:00 BİR ANNENİN ARDINDAN 01-01-1970 02:00 İzin Vermeyeceğiz 01-01-1970 02:00 TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE 01-01-1970 02:00 Küçük Bir Dünya Kur Kendine... 01-01-1970 02:00 DAĞLIK KARABAĞ ve PKK 01-01-1970 02:00 HAYAT ZORDUR BE DOSTUM 01-01-1970 02:00 TÜRKİYE’DEKİ İLAÇ ŞİRKETLERİNİN AMACI NE? 01-01-1970 02:00 KARABAĞ NEDEN ÖNEMLİ? 01-01-1970 02:00 ŞEYTAN MI? ŞIH MI? 01-01-1970 02:00 Vay Be! Adam Yazmış 01-01-1970 02:00 Tarabya’daki Ev 01-01-1970 02:00 KIZILDAN MAVİYE 01-01-1970 02:00 HAYATIN GERÇEĞİ... 01-01-1970 02:00 YAZMAK BİR TUTKUDUR 01-01-1970 02:00 EVİMİZDE BURUK BİR BAYRAM 01-01-1970 02:00 ÖZGÜRLÜK TAZE BİR BAHARMIŞ 01-01-1970 02:00 TOPLUMSAL DEĞİŞİM 01-01-1970 02:00 FIRSATÇILIK… 01-01-1970 02:00 Farklı bir açıdan: CORANA VİRÜS 01-01-1970 02:00 Sonsuz Aşk: Hayat Sonsuz Zannedilen Bir Klişe… 01-01-1970 02:00 Enfes Bir Hikaye:BANA NE’CİLİK! 01-01-1970 02:00 İNSAN ve BİR NEFES MUTLULUK… 01-01-1970 02:00 'Nasip ve Nasipsizlik üzerine iki hikaye' NASİP… 01-01-1970 02:00 KÖYLÜ DE OLAMADIK ŞEHİRLİ DE !.. 01-01-1970 02:00 KİME KALMIŞ BU DÜNYA ? 01-01-1970 02:00 HAYATI GÜZELLEŞTİRMEK ELİNİZDE 01-01-1970 02:00 ANGUT KUŞU 01-01-1970 02:00 IŞIĞA DOĞRU YÜRÜ 01-01-1970 02:00 Yenikapı'da Amasya Rüzgarı 01-01-1970 02:00 İyilik 01-01-1970 02:00 Amasyalı Olmak 01-01-1970 02:00 Bir Şehri Sevmek 01-01-1970 02:00 Taşova’da Bir Köy ... 01-01-1970 02:00