Bir milleti yaşatan onu devlet yapan unsurlardan en önemlisi kültür değerleridir. Bu değerler insanları birbirine bağlar, dayanışma ve birlik olma ruhunu ayakta tutar. Kültürel değerleri korumak onları canlı tutmanın yolu da bu değerleri yaşatmakla sağlanır.
Hıdırellez beş bin yıldır kutlanıldığı bilinen bir halk geleneğidir. Anadolu da halk inançlarına baktığımızda karşımıza ‘Hızır’ diye bir ulu kişi çıkıyor. Bu kişi darda kalanın, başı sıkışanın, yardım bekleyenin imdadına koşuyor. Bu ulu kişiyi halk bazen bir peygamber, bazen ermiş veya evliya olarak görmüş, onu elinde baston ak sakallı sevimli bir ihtiyar olarak hayal dünyasında yaşatmıştır. Onun dolaştığı yerlerde bolluk ve bereket olacağı inancını taşımıştır.
İşte bu inançla halkımız her yıl mayıs ayının 6’sını yaz mevsiminin başlangıç günü ilan etmiş, Hızır ve İlyas’ın 6 mayıs günü gecesi bir gül ağacı dibinde buluşmasını hıdırellez ( Hızır-İlyas) günü olarak kutlamaktadır.
Eski kutlamalarda hıdırellez gecesi bereketli olacağı inancıyla yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılırmış. Eve Hızır uğrayacağı inancıyla evler ev eşyaları temizlenirmiş.
O günden bu güne hıdırellez geleneği aynı şekilde devam ettirilmektedir. Bu gün de Anadolu’nun bir çok yerinde hıdırellezde çamaşır yıkanmaz, un elenmez, ekmek yapılmaz, yeşil ot dal veya çimen koparılmaz çiçek toplanmaz.
Bazı yörelerde bir gün öncesinden oruç tutularak karşılanan hıdırellez günü yemekler hazırlanır genellikle yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında kıştan kurtuluşun sevinci olarak eğlenme, piknik yapma, adak adama, dilekte bulunma etkinlikleri ile bahar ve umut bayramı olarak Anadolu’nun dört bir yanında yıllardır kutlanan geleneğimizdir.
Anadolu’nun bir çok bölgesinde hıdırellez kutlamaları geleneğe uygun olarak ‘Hıdırlık’ denen mesire yerlerinde yapılmaktadır. Amasya’mızda da halkımız hıdırlık olarak pirler parkında bu geleneği devam ettirmektedir.
Hıdırellez günü halk geleneğinde nevruzda olduğu gibi insanın günahtan arınması için ateşten atlanır, gelecek ile ilgili niyetler tutulur, sağlık ve mutluluk dilenir. Baht ve kısmetlerinin açılması için genç kızlar bu geceden gül dallarına kırmızı bez bağlayıp, gül dibine yüzük bırakırlar.
Hıdırellez Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri nevruz bayramının başkalaşmış, İslamlaşmış şeklidir. Hıdırellez Anadolu halkının severek kutladığı bir bayram olarak her altı mayısta sevinç ve içtenlikle kutlanmaktadır.
Bayram bir milletin bütün fertleri tarafından benimsenmiş, bir ve beraber olmanın hazzının yaşandığı sevinç günleridir. Orta Asya’dan Balkanlara zamanımıza kadar gelen ve devam ettirilecek olan bu güzel adetler toprağı vatan yapan kültürümüzdür. Bu kültür hor görülmemeli onlara ‘ saçma şeyler’ gözüyle bakılmamalıdır. Çünkü bize miras bırakılan bu adetler halkımıza hediye edilen manevi armağanlardır.
Unutmayalım ki vatanın hangi yöresinde hıdırellez denen bu adetler yaşatılıyorsa orası vatan toprağıdır.
Ancak son yıllarda özellikle mayıs ayı geldiğinde bayram kelimesi insanımıza şiddet ve olumsuzluklar hatırlatır oldu. Yasayla tatil gününe döndürdüğümüz 1 Mayıs İşçi ve Emek Bayramını her yıl işçilerle polislerin çatıştığı, şehirlerin yakılıp yıkıldığı savaş manzaralarını andıran şiddet görüntüleriyle kutlar olduk.
Şimdi adına işçi ve emek bayramı dediğimiz, işçi kardeşlerimizin bayramı ile halkımızın ortak değeri olarak gördüğü 6 Mayıs hıdırellez günü kutlamalarını yan yana koyduğumuzda hangisi bayramın ruhuna uygun resimler veriyor.
Halkınızın tüm sadeliği ve köklerine bağlılığı ile kutladığı hıdırellez şenliklerinin işçi ve emekçi kardeşlerimize de örnek olmasını diliyoruz.
Hıdırellez kültürünün ülkemizde milletimize ve tüm dünya insanlarına sevgi barış ve mutluluk getirmesini diliyoruz.
HIDIRELLEZİNİZ KUTLU OLSUN…
09.05.2009