İnsanlar ve Bayramlar

Enver Seyhan

22-04-2023 09:00

Şu dünya hayatı!

Kısacık!

Doğdu büyüdü evlendi çoluk çocuk torun torba... Derken bir de bakıyorsun ki yaş kemale ermiş!..

Atalarımızın da dediği gibi:

Göz açıp yumuncaya kadar gelip geçiyor.

Kimilerince de "delip geçiyor!"

Anamın bir atasözünü mütemadiyen tekrar ettiğine şahit olurum:

"Dertlinin söylediğini deli söylemez!"

Bir de "analı oğlak yarda oynar, anasız oğlak yerde oynar" der.

Ne demekse işte!

Fakat ve yine de:

Dünya hayatı güzeldir. Yaşamaya değer. Mevsimler değişir, insanlar da değişirler...

Her şeye rağmen hayattan ve bilhassa bayramlardan mutlu olurlar. Kısa bir süreliğine de olsa arınırlar. Gamı kasaveti unuturlar yahut içlerinde derinlere gömerler...

Kim bayramlar hakkında iki kelam edecek olsa...

Gidip gelip çocukluğunda bulur kendini. Eski bayramlar dediği çocukluğunun bayramlarıdır. O çocukluk hatıralarını anımsatan bayramlar bir başkadır nedense...

Bizim kuşaktan olanlar için diyorum:

Nerede köylerde yüz sene önce ayakkabı? Büyüklerin ayaklarında o da varlıklı olanların ayaklarında çarık var. Kiminin ayağında yok ne ayakkabı ne nalın ne de kelik!

Maddi kaygıdan ötürü zor şer de olsa hazır edilip çocuğa da ufaktan çıtlatılan bayramlıklar var ya! Hani o ayakkabıyı yastık altına koyup bayram sabahını bekleyenler vardı ya!

İşte anam!

Yalınayak geçen çocukluk günlerini anlatır durur. Yine de mutlu taraflarından bahseder. Gönüller mutlu olmayı arzu eder. En azından bayramlarda derdi kederi geçim kaygısını unutmak ister...

Yalan dünya!

İnsanlar bayramlara heyecan içinde girerler. Bir şey ararlar bayramlarda. Bayramlar her şeye cevap veremez yazık ki! Aslında her ne varsa insanın içindedir. Kendisiyle barışık insanlar ancak dünyanın tadına varabilirler. Çok düşünen dert edinen diğergam insanlar için çile değişmez. Devamlı ararlar. Mutlu etmek isterler. Güneşin sadece yüzleri değil gönülleri de ısıttığı günler onlar için önemlidir.

 

Bu türden insanlar, kendilerini bırakırlar da başkalarının saadetine ortak olmayı arzularlar başkalarını mutlu etmek isterler. İnsanlık da budur. İnsana yakışan da budur. Maddi ve manevi olarak aşağıda olana el vermek bayram üstüne bayramdır. Böyle epeyce insan tanıdım şu ömrümde. Hem de âlâ insanlar bildim tanıdım. Onlar olmasa dünya çatlar tam ortasından! Yüce Yaratan'ın da dileği budur; iyi insan, iyi ve iyilik sever insan...

 

Bayramlar!

İnsan ömründe kaç bayram vardır? Müslüman ise iki dini bayram Ramazan ve Kurban iki ay arayla senede bir gelir. Altmış yetmiş yıllık ömürde aşağı yukarı yüz elli bayram eder. Az da değil. Hayatta tam yüz elli gün dertsiz kedersiz geçiyor. En azından derdin kederin dışarı yansımadığı, yürekleri alev alev yakmadığı, ufak tefek kötülüklerin can sıkmadığı günlerdir bayram günleri...

Şimdi bu bayram gününde dert keder de nereden çıktı?

İçimde öyle esti rüzgar! Tersten esti! Daima ılık meltem esmez insanın içinde. Acı poyraz da eser. Bunun da günü saati olmaz...

Bayramlar...

Sokağıma bakınca bayram mı seyran mı belli değil. Ne çocuklar seğirdip koşuyor ne de büyükler ayaküstü sohbete dalmışlar. Herkes kendi derdinde, evinde. O cıvıl cıvıl toplum gitti yerine sadece nefsini düşünen bir toplum geldi. Hazırlık aşaması planı programı falan ama nihayet son otuz yılda oldu ne olduysa!

Kimse hesap kitap etmesin. Öyle böyle demesin. Kimse kimseyi eleştirmesin. Birbirini tanıyanlar dahi çok yakın değilseler ayrı gayrı durmayı tercih ediyorlar.

Yani!

Bayramlar da bu ülkede yalnızlığa ve ferdi hayat düzenine mani olamıyor...

Samimiyet bayramlarda da gelip otağına kurulamıyor...

Her yer her şey çok ama çok uzak. Sanki Kafdağı'nın ardında...

Kaybedip de bulamadığımız nedir ki?

Hiç düşündünüz mü?

Bugün bayram olduğu gibi aynı zamanda günlerden Cuma. Namaza gittim. Hoca Efendi esip gürlüyor:

Siyonizme ve kapitalizme beddua ve beri tarafa dua! Yaşım aha geldi altmışa dayandı. Hep aynı!

Çıkıp da diyemiyor ki:

Yahu çamaşır makinesine koyduğum deterjanın patenti siyonistlerin ve kapitalistlerin elinde. Neden bizde değil? Bir yerde yanlış var ama nerede?

Kısacası ve yani:

Hocanın lisanıyla hülasa Ortadoğu cephesinde değişen bir durum yok; bu gidişle olmaz da olamaz da...

Ayrıca Ortadoğu halkları kral sever. Öteden beri kralcılık var olagelmiştir. Bilmem şu zamandan beri mutat gelenektir. Örnek mi? En meşhurları  Firavun ve Nemrut! Bugünün şartlarındaki kral kime hizmet eder o da bilinmiyor!

 

Gazze bölgesi ile Filistin bölgesi birbirinden toprak olarak ayrıdır. Arada İsrail devleti vardır. Biri de çıksa bu bölgenin uzun yolculuğunu, kısa tarihini çalışsa, gerçekleri gün yüzüne çıkarsa hatip boşa kürek çekmese; siyasi dini sosyal kültürel konuşmalarında. Hamaset çare üretmez. Hiç olmazsa bu konu kapanmış olur.

Dua:

Dedemin dilinde yazan bir Hoca Efendi diyor ki:

"Dua kapı çalmaktır. Dua telefon açmaktır." Doğru ve de çok doğru! Kapı açıldıktan sonra ötesi çalışmaktır. Yüce Allah duadan sonra gelişmeleri değişmeleri olacakları cüz'i iradeye bırakıyor.

Başka bir Hoca Efendi de demiş ki:

Mehmet Akif'e atfen:

'Yüce Allah kapımızda "emir kulu" değildir."

Sonra da Necm Suresi 39'ncu ayeti delil göstermiş:

"İnsan için sadece gayretinin emeğinin karşılığı vardır."

Otuz senelik çalışma hayatımın on beş senesi muhasebe murakebe işlerinde geçti. Bu işler benim icraatım ve sanatımdır. Zordur, çetindir. Kuruşun hesabını vermek lazımdır. Bu dünyada kula hesap veremeyen ahirette Yüce Allah'a zor hesap verir. Hatta veremez!

Dediğim gibi bu işlerde asıl mesele hesap vermektir. Hesap vermek ve hesap kitap etmektir. Para varsa işin içinde doğruluk ve dürüstlük değişmez kuraldır.

Sergi açılıp para toplanıyor. Sadaka veya infak veya tasadduk! Adına ne denirse densin. Hesabı var. Parayı verene hesap vermekten niçin imtina edilsin ki?

Hesap vermeyi mecburiyet addetmeyen toplumlar ilerleyemez, gelişemez. Yenilik yapamaz, icat edemez. Sadece kendi nefsine uygun icat çıkarır. O da gidişatı aşağıya çeker...

Yüce Allah'ın kelamıyla netice "hüsrandır!"

(Bu konuda Hz. Adem'in meşhur duasına ve tefsirine müracaat edilebilir

Advert
DİĞER YAZILARI TARİHİN DİLİNDEN 01-01-1970 02:00 HEBİÇLER (Hebişler) 01-01-1970 02:00 AKLIM YORULUYOR.. 01-01-1970 02:00 ALPASLAN KÖYÜ 01-01-1970 02:00 BOLADAN KÖYÜ SÜLALE İSİMLERİ 01-01-1970 02:00 (Rum eşkiyalar ve vahim olaylar) 01-01-1970 02:00 SENE 1983 01-01-1970 02:00 KULACANOĞULLARI 01-01-1970 02:00 ”HEY KALABALIKLAR DURUN BİRAZ DURUN” 01-01-1970 02:00 TARİHE DERKENAR 01-01-1970 02:00 YADIMA DÜŞER BAZI BAZI.. 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 GELDİ TEKRAR ANLATTI… (Eski Yazılar) 01-01-1970 02:00 GUŞEYH Kuşuf 01-01-1970 02:00 2000 YILINDA DÜNYA NASIL OLACAK?.. 01-01-1970 02:00 HAYAT TABİAT VE BİR USTA 01-01-1970 02:00 ESKİ YAZILAR 01-01-1970 02:00 KIZDIRDILAR DEMEK Kİ… 01-01-1970 02:00 NE DEMEM GEREKİR 01-01-1970 02:00 GEYDOĞAN KÖYÜ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 DERELİ KÖYÜ (Kasımoğlu Sülalesi) 01-01-1970 02:00 KAÇ YIL GEÇTİ ARADAN! 01-01-1970 02:00 ILICA KIRKHARMAN SERNİÇ Gel suyunu Kavaloluğu'ndan iç! 01-01-1970 02:00 KALEKALE KÖYÜ 01-01-1970 02:00 TARİHİ SUNA ŞEHRİ 01-01-1970 02:00 DECCAL (B) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK-I ANDIRAN 01-01-1970 02:00 Unsur Aha Bu Börk… 01-01-1970 02:00 “ELA GÖZLÜM BEN BU ELDEN GİDERSEM” 01-01-1970 02:00 Şimdilik bu kadar yeter.. 01-01-1970 02:00 TANIMADIĞIM İNSANLAR 01-01-1970 02:00 ASIRLIK HATIRALAR 01-01-1970 02:00 HATIRALAR Hayali cihan değer!.. 01-01-1970 02:00 SELE SEPET TOP KANDİL 01-01-1970 02:00 KUH-İ KARAKUŞ 01-01-1970 02:00 TAZE EKMEK Bayat Ekmek 01-01-1970 02:00 Sana Kızıyorum Öğretmenim! 01-01-1970 02:00 İKİ YÜZ SENE ÖNCE YEMİŞEN BÜKÜ KÖYÜ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 Enver Seyhan – Kadıköy 01-01-1970 02:00 Gücük ayı 1439 ( Enver Seyhan ) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK KORAMU Karye-i Koramu 01-01-1970 02:00 HATIRALAR GELİP DİKİLİYOR BAŞIMA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SONUSA (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 PLAN PROĞRAM ARKA PLÂN (Dünya görüldüğü gibi değil asla!) 01-01-1970 02:00 Köy Minibüsü 01-01-1970 02:00 Bu Vatan Kimin? (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 HASBİHAL (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 KONUŞALIM MI ( ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ANTİK ERBAA’DA BAKIR İSTİHSALİ (Sonusa Yöresinde İlk Tunç Devri) 01-01-1970 02:00 Yedi bin yıl önce Sonusa – Erbaa yöresinde insan yaşamı vardı…( ENVER SEYHAN ) 01-01-1970 02:00 OLUKLU MUKAVVA ADI MACERA, NAMI DOLAR 01-01-1970 02:00 MANİ Manici (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 NASIL ANLATILIR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RADYO (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SOKU TAŞI (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 HER CANIN HİKAYESİ BAŞKA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 ŞAKA GİBİ HEMİ… (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 PARA : VAY SOYKA! (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RECEP AĞA İLE SOHBET (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DERDİ Kİ: Cahil Cesur Olur! (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA KÖYLERİNDE YER ADLARI 01-01-1970 02:00 PONTUS MESELESİNE DAİR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ÖMÜR KISA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 “Eşşek ağmasa taş gurbete gitmez.” (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA, NAHİYE ve KASABALAR ile KÖYLERİN TARİHÇESİ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TELAŞ TALAŞ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 GARİP BİR YAZI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DAR AYAKKABI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SEPETLİ KÖYÜ 1574 (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DÜNYA DÖNÜYOR Olan insanlığa oluyor (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DESTEK ÇAYI VADİSİ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 BİR ZAMAN SİZİN KÖY 01-01-1970 02:00 HAYAT BİR HİKAYEDİR 01-01-1970 02:00 GÜRSU KÖYÜ ve KIYMETLİ HATIRALAR 01-01-1970 02:00 TAŞABAD 1840 01-01-1970 02:00 AMASYA DEDİM DE ATABEY SÜLALESİ 01-01-1970 02:00 SEPETLÜ ÇİFTLİĞİ - HADDADİ ÇİFTLİĞİ - SÜLEYMAN AĞA 01-01-1970 02:00 ANILARLA ADIM ADIM Oba Köyü 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞE DAİR YENİDEN 01-01-1970 02:00 YERKOZLU KÖYÜ 01-01-1970 02:00 YEŞİLYURT (Sepetlioba) KÖYÜNDE ÖĞRETMENLİK YAPAN ŞAHISLAR 01-01-1970 02:00 MEMLEKETTE KARA ÇORBA YİYEMEDİM Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 SAKIN APRUL'UN 5'İNDEN 01-01-1970 02:00 “Yol özgürlüktür!” 01-01-1970 02:00 HATIRA DEFTERİ 01-01-1970 02:00 TÜRKLERE DAİR Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 YAŞAM - GEÇİM 01-01-1970 02:00 20 Ekim 1935 Genel Nüfus Sayımı ve Amasya 01-01-1970 02:00 AMASYA GÜNLERİ'nden İlk Gün İzlenimlerim 01-01-1970 02:00 "Ustada Kalırsa Bu Öksüz Yapı" 01-01-1970 02:00 Sayım -Tahrir Defterlerine Göre Bölgemizde Nahiyeler ve Köyler 01-01-1970 02:00 Her Hikaye Biraz Yarımdır Umarım bu hikaye yarım kalmaz 01-01-1970 02:00 ZİĞDİ – KARAYAKA NAHİYESİ KÖYLER VE HANE SAYILARI Sene: 1838 ve 1840 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞTEN, GELECEĞE ERBAA ve TAŞOVA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 KARYE-İ SEYYİDLÜ 01-01-1970 02:00 TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları: 01-01-1970 02:00 GELENEKLER ve KÖYLER 01-01-1970 02:00 AKILDA KALANLAR VE YAŞAM HİKAYELERİNDEN KESİTLER 01-01-1970 02:00 YEŞİL DOMATES: KAVATA 01-01-1970 02:00 1838 Yılı TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları 01-01-1970 02:00 Mehmet Akif'in Annesi 01-01-1970 02:00 TAŞOVA TARİHİ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 TOKAT'TAN GİTMEK Mİ GEREK? 01-01-1970 02:00 Taş Medeniyettir! 01-01-1970 02:00 AMASYA’DA “BİR İNCİ”: 63 KÖYÜ İLE TAŞOVA 01-01-1970 02:00 Boraboy Gölü Normal Bir Göl Değildir... 01-01-1970 02:00 AMASYA’NIN “ALPASLAN” İLÇESİ 01-01-1970 02:00 BİLEYİ TAŞI 01-01-1970 02:00 TAŞOVA İLE İLGİLİ NOTLARIMDAN BAKİYE -HÜLASA- 01-01-1970 02:00 Kıtlık Kapıyı Çalmadan… 01-01-1970 02:00 BOŞLUĞA BAKAN PENCERELER... 01-01-1970 02:00 BALDIRAN YENİ BİR “TABİAT PARKI”MIZ OLABİLİR… 01-01-1970 02:00 SONİSA KAZASI TARİHİ-3 01-01-1970 02:00