Mehmet Akif'in Annesi

Enver Seyhan

15-02-2022 10:15

EMİNE ŞERİFE HANIM

(1836 - 1926)

Mehmet Akif'i okurken ucundan kıyısından Amasya'ya ulaşan bir bağın varlığını hissettim; hissiyat olarak değil hakiki manada bu bağı müşahede ettim. Elimdeki kitabı ikinci defa ama bu kerre her cümlenin altını kalınca çizerek okumaya başladım. Daha evvelden böyle bir bağın varlığını görememiş ve tespit edememiş olmak da cehlimin tezahürüdür. Bu itibarla kapsamlı olması babında, önemli bulduğum baskıdan henüz çıkmış bir Mehmet Akif kitabı daha ısmarladım. Bu ısmarladığım kitap elime geçti. Biraz karıştırınca anladım ki çok nadir bir kitap. Derler ya; "üzerinde yılların yorgunluğu var!" Yazarının ifadesiyle yıllarca toplanmış ve muhafaza edilmiş bilgilerin hülasası gibi.

Tarihi ve milli şahsiyetlerin hal tercümelerini okumayı, hayat hikayelerini araştırmayı ve incelemeyi seviyorum. Mehmet Akif'i şimdiye kadar bu gözle, bu hissiyatla okumadığımı ve incelemediğimi itiraf etmeliyim. Her işte, her hadisede bir hayır vardır; ayrıca olayın görünmeyen ama gün olup bir türlü tecelli eden, nasip sathına giren yüzünü ve yönünü görmek de gerekiyor.

Akif'in Amasya ile olan bağını Mithat Cemal Kuntay'ın ifadesiyle aktarmak istiyorum:

"Emine Şerife Hanım'ın Buharalı olan babası Buhara'dan hacca giderken Amasya'da ölmüştü. Sonraları Maliye Nazırı ve Sadrazam olan Şirvani Rüştü Efendi, o tarihte Amasya'da Evkaf Müdürü idi. Acizi daima himaye eden ... bu merhametli adam Emine Şerife Hanım'ı da vaktiyle evine almıştı. İstanbul'a geldiği zaman da konağında biriyle evlendirmişti."

Mithat Cemal cümleyi şu şekilde tamamlıyor:

"Emine Şerife Hanım'ın bir müddet sonra kocası ölüyor ve Tahir Efendi ile evleniyor."

Akif'in çok yakın dostu M. Cemal Kuntay'ın sözlerinden anlaşıldığına göre, babasının vefatından sonra Akif'in annesi Emine Şerife Hanım, Sadrazam Şirvanizade Mehmet Rüştü Paşa tarafından himaye edilip korunup kollanıyor. Paşa o sıralarda henüz Sadaret makamında değil fakat Amasya'da Evkaf Müdürü olarak vazife görüyor. Emine Şerife Hanım, evlenme çağına erdiğinde ailesinden Şirvanizade Derviş Efendi ile evlendiriyor.

Şirvanizade Mehmet Rüştü Paşa 1873 - 1874 yıllarında 10 ay süre ile Sadaret makamında kaldı. Kısa ömrüne rağmen Osmanlı Devleti'nin son döneminde diğer bazı nazırlıklarda ve valiliklerde bulundu. Hasetten ve iftiradan ötürü sürgün yedi. 1874 yılında Taif'te vefat etti. Mezarı Abdullah bin Abbas'ın mezarı civarındadır. Karahummadan öldüğüne kanaat getirenler olduğu gibi kilercisi tarafından zehirlendiğine hükmedenler de vardır.

Mehmet Akif'in bizzat kendi ifadesine göre, Hekim Hacı Baba adlı şahıs Buhara'dan yola çıkıp Anadolu'ya geliyor ve Boyabat'ta yerleşip burada evleniyor. Hekim Hacı Baba daha sonra karısıyla birlikte Boyabat'tan ayrılarak Tokat'a gelip yerleşiyor. Bu ailenin kızı olan Akif'in anneannesi, sinn-i izdivaca erince, Tokat'ta yerleşik olan Buharalı Tacir Mehmet Efendi'ye varıyor. Akif'in annesi Emine Şerife Hanım, bu izdivaçtan Tokat'ta dünyaya geliyor.

Yazımın başında konu ettiğim gibi Emine Şerife Hanım'ın babası Hac yolculuğu için geldiği Amasya'da vefat etmişti. Bu sırada Amasya Evkaf Müdürü olan, acizlerin, yoksulların ve garip gurebanın hamisi Şirvanizade Mehmet Rüştü Paşa, Emine Şerife Hanım'ı himayesine almıştı ve ailesinden Derviş Efendi ile evlenmelerine vesile olmuştu.

O devirde Mehmet Rüştü Paşa, İstanbul'da yüksek makamlarda vazife görüyor. Emine Şerife Hanım, Paşa'nın akrabası olan kocası Derviş Efendi ile Amasya'da yaşamaya başladıkları yıllarda belki de Paşa'nın da vesile olmasıyla İstanbul'a taşınmaya karar veriyorlar ve İstanbul'da, Sarıgüzel'de bir ev satın alarak buraya yerleşiyorlar. Tarif edildiği üzere "bu ev yedi sekiz odalı, bahçeli, büyükçe bir bina imiş."

Emine Şerife Hanım'ın ilk izdivacından iki oğlu ve bir kızı dünyaya geliyor. Kocası Şirvanizade Derviş Efendi'nin vefatından önce bu iki oğlu vefat ediyorlar. Kocasının ölümüyle genç yaşta dul kalan, iki oğlunu kaybeden Şerife Hanım, zor şartlarda ve tahammül gerektiren kara günlerde Sarıgüzel'deki evlerinde kızı ile birlikte hayatını idame ettirmeye başlıyor. Ancak yetim kaldığı senelerden beri kendisini himaye eden Mehmet Rüştü Paşa'nın bu en zor zamanında üzerinden elini çektiğini düşünmüyorum.

Ömer Rıza Doğrul, Emine Şerife Hanım'ın karekter ve kişiliği için şunları yazmıştır:

"Tam manasıyla İslam Türk kadınıydı. Sağlam bünyeli, sağlam seciyeli, anlayışlı, tecrübeli ve derin görüşlü bir kadındı. İtikadı bütün bir müslümandı. Beş vakit namazını ihmal etmez, ibadetlerinden haz duyar, itikatlarını yaşar, iyilik etmekten, iyilik etmek için koşmaktan bahtiyarlık duyardı. İnce, hisli ve yüksek ruhlu bir kadındı."

Mehmet Akif ise ebeveyni için şunları söylemiştir:

"Annem çok abit ve zahit bir kadındı. Babam da öyle. Her ikisinin de dini salabetleri vardı. İbadetin vecdini, zevkini, heyecanını tatmışlardı."

Akif'in babası Tahir Efendi, Hacı Feyzullah Efendi'nin müritlerinden olup annesinin tarikatla intisabı yoktur. Akif'e tarikatla alakalı olarak pederinin bir telkini olmamıştır.

Emine Şerife Hanım, hac vazifesini görmeyi çok fazla istediği için Akif, validesini 1910 yılı Hac mevsiminde hacca yollamıştır.

Mehmet Akif ölümünden dört beş ay kadar evvel Nevzat Ayas'a verdiği mülakatta şöyle diyor:

"Annem Emine Şerife Hanım on sene önce öldü. Doksan yaşına yakın muammer oldu. Onun babası Buharalı Tacir Mehmet Efendi'dir. Anasının adını hatırlamıyorum."

Emine Şerife Hanım belirtildiği gibi 90 yaşlarında vefat etmiş ve Küplüce Camii civarındaki mezarlığa defnedilmiştir. Bugün mezarı belli midir? Henüz bu hususta bir kayıttan, bir bilgiden söz edemiyorum.

İfade ettiğim gibi iki oğlunun ve kocasının vefatından sonra kızıyla Sarıgüzel'deki evlerinde ikamet etmeyi sürdüren Şerife Hanım'a Müderris Tahir Efendi talip oluyor ve evleniyorlar. O sırada İpekli Tahir Efendi 45 yaşlarındadır. Akif'in doğumu 1290 H. yılda Fatih'te Sarıgüzel'deki bu evde, evliliği ise Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey'in kızı İsmet Hanım'la Hırka-i Şerif'te "Veznedar Konağı diye maruf  konak yavrusunda" gerçekleşiyor.

Kendi beyanına göre Akif memuriyeti dolayısıyla Arnavutluk'ta bulunduğu sırada, el'an Kosova hudutlarında olan babasının doğduğu, dedesi Nurettin Ağa'nın da İmam sıfatıyla vazife aldığı İpek kazası Suşisa köyünü ziyaret ediyor. Eşref Edib'in ifadesine göre Ziraat ve Baytar Yüksek Okulu'nu bitirmesini takiben bir seyahati ve ziyareti daha var.

Mehmet Akif'in şu sözünü hassaten önemli ve kayda değer buluyorum:

"Kendimi milletimin huzurunda gördüğüm günden beri, sanattan ziyade cemiyeti düşünmek istedim. Ne ona yar olabildim ne de

buna."

Gerçekten ömrünün ilerleyen zamanlarında

sıkıntılara maruz kalan yahut bırakılan Mehmet Akif kimdi? Seveni sevmeyeni kendisi hakkında ne demişti? Muharrir ve münevverlerin lisanıyla o hakikaten mümtaz bir şahsiyetti. Hakkında söylenenler kulak vermeye değer.

Mithat Cemal Kuntay:

"Ben bu Mehmet Akif'i sevdim."

"Bu Akif hayatımın 33 senesidir. Bu 33 senede bir tek defa bayağı olmadı. Onun içyüzüne baktığım vakit, gökyüzüne, denize bakar gibi ferahlardım."

Sezai Karakoç:

"Edebiyatımızdaki yeri, şiirinin özellikleri göz önünde tutulursa, hemen hemen tektir."

Hasan Basri Çantay:

"Akif Türk inkılabının temel taşlarındandır. O yalnız yapıtlarıyla değil bütün varlığıyla inkılabın hizmetkarı oldu."

Sabiha Sertel:

"Üniversite gençliği şair Mehmet Akif Bey'in mezarını yaptırmak... kararını vermiş. Gençliğin şaire karşı gösterdiği bu minnet ve saygı, değişen bir zihniyeti gösteriyor."

Peyami Safa:

"Namık Kemal'in siyasi ahlakını ve hürriyet idealini Mehmed Akif'in içtimai ahlakı ve fazilet aşkı tamamlıyordu."

*

Notlar:

Mehmet Akif'i anlatmak için yazılmış piyasada o kadar çok kitap var ki! Fakat Mehmet Akif kitaplarının kapsamlı olması gerekmektedir. Onun kişiliği, onun hususi hayatı, onun ailesi, onun talebeliği, memurluğu, seyahatleri, vekilliği, en başta  şairliği ve Türkiye'den Mısır'a göçme sebepleri, geri dönüşü ve nedenleri gibi konular en ince ayrıntısına kadar ele alınmak zorundadır.

Kanaatim odur ki İstiklal Marşı şairine büyük haksızlık yapılmıştır. Mehmet Akif anma günlerinde gereği gibi tanıtılamamıştır, ailesi hakkında geniş ve kafi bilgi verilememiştir.

Akif ömrünün son yıllarını zor şartlar altında geçirmiştir. Ölmüş ama devlet töreni düzenlenmemiştir. Bugün dahi çocukları ve torunları hakkında çok az şey bilinmektedir.

Akif'in 1873 yılının Aralık ayında başlayan dünya hayatı 1936 yılının Aralık ayında sona ermiştir. Peygamber Efendimiz gibi dünyada 63 sene kalmıştır.

Refikası İsmet Hanım, kızları Cemile, Feride, Suadi ve oğulları Emin ve Tahir'dir. Emin'in hayatı romanlara konu olacak kadar acıdır; sonu da öyledir.

Emine Şerife Hanım Tahir Efendi ile evlendikten sonra ilk kocasından olan kızı vefat etti. Oğulları, Derviş Efendi ve kızının ölümüyle büyük sarsıntı geçirdiği muhakkak. Sabır yüklü ve tahammülkar olduğu da aşikar. Vefat eden çocuklarının adına, yaşına ulaşmak belki bilgi noksanlığından mümkün olmadı.

Mehmet Akif spora düşkündü. Güreş tutardı, ata binerdi ve yüzerdi. Fransızca dilini kendi gayretiyle öğrenmişti. Kızkardeşinin adı Nuriye idi. Safahat'taki "Selma" adlı şiiri 4 yaşında ölen Nuriye'nin bu kızını anlatmaktadır.

Yeri midir, bilmiyorum ama A. Behramoğlu'nun şu sözünü yazmak istedim:

"Akif'in Seyfi Baba, Hasta ve Küfe gibi şiirleri olmasaydı, Nazım Hikmet olmazdı."

Advert
DİĞER YAZILARI TARİHİN DİLİNDEN 01-01-1970 02:00 HEBİÇLER (Hebişler) 01-01-1970 02:00 AKLIM YORULUYOR.. 01-01-1970 02:00 ALPASLAN KÖYÜ 01-01-1970 02:00 BOLADAN KÖYÜ SÜLALE İSİMLERİ 01-01-1970 02:00 (Rum eşkiyalar ve vahim olaylar) 01-01-1970 02:00 SENE 1983 01-01-1970 02:00 KULACANOĞULLARI 01-01-1970 02:00 ”HEY KALABALIKLAR DURUN BİRAZ DURUN” 01-01-1970 02:00 TARİHE DERKENAR 01-01-1970 02:00 YADIMA DÜŞER BAZI BAZI.. 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 GELDİ TEKRAR ANLATTI… (Eski Yazılar) 01-01-1970 02:00 GUŞEYH Kuşuf 01-01-1970 02:00 2000 YILINDA DÜNYA NASIL OLACAK?.. 01-01-1970 02:00 HAYAT TABİAT VE BİR USTA 01-01-1970 02:00 ESKİ YAZILAR 01-01-1970 02:00 KIZDIRDILAR DEMEK Kİ… 01-01-1970 02:00 NE DEMEM GEREKİR 01-01-1970 02:00 GEYDOĞAN KÖYÜ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 DERELİ KÖYÜ (Kasımoğlu Sülalesi) 01-01-1970 02:00 KAÇ YIL GEÇTİ ARADAN! 01-01-1970 02:00 ILICA KIRKHARMAN SERNİÇ Gel suyunu Kavaloluğu'ndan iç! 01-01-1970 02:00 KALEKALE KÖYÜ 01-01-1970 02:00 TARİHİ SUNA ŞEHRİ 01-01-1970 02:00 DECCAL (B) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK-I ANDIRAN 01-01-1970 02:00 Unsur Aha Bu Börk… 01-01-1970 02:00 “ELA GÖZLÜM BEN BU ELDEN GİDERSEM” 01-01-1970 02:00 Şimdilik bu kadar yeter.. 01-01-1970 02:00 TANIMADIĞIM İNSANLAR 01-01-1970 02:00 ASIRLIK HATIRALAR 01-01-1970 02:00 HATIRALAR Hayali cihan değer!.. 01-01-1970 02:00 SELE SEPET TOP KANDİL 01-01-1970 02:00 KUH-İ KARAKUŞ 01-01-1970 02:00 TAZE EKMEK Bayat Ekmek 01-01-1970 02:00 Sana Kızıyorum Öğretmenim! 01-01-1970 02:00 İKİ YÜZ SENE ÖNCE YEMİŞEN BÜKÜ KÖYÜ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 Enver Seyhan – Kadıköy 01-01-1970 02:00 Gücük ayı 1439 ( Enver Seyhan ) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK KORAMU Karye-i Koramu 01-01-1970 02:00 HATIRALAR GELİP DİKİLİYOR BAŞIMA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SONUSA (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 PLAN PROĞRAM ARKA PLÂN (Dünya görüldüğü gibi değil asla!) 01-01-1970 02:00 Köy Minibüsü 01-01-1970 02:00 Bu Vatan Kimin? (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 HASBİHAL (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 KONUŞALIM MI ( ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ANTİK ERBAA’DA BAKIR İSTİHSALİ (Sonusa Yöresinde İlk Tunç Devri) 01-01-1970 02:00 Yedi bin yıl önce Sonusa – Erbaa yöresinde insan yaşamı vardı…( ENVER SEYHAN ) 01-01-1970 02:00 OLUKLU MUKAVVA ADI MACERA, NAMI DOLAR 01-01-1970 02:00 MANİ Manici (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 NASIL ANLATILIR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RADYO (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SOKU TAŞI (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 HER CANIN HİKAYESİ BAŞKA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 ŞAKA GİBİ HEMİ… (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 PARA : VAY SOYKA! (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RECEP AĞA İLE SOHBET (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DERDİ Kİ: Cahil Cesur Olur! (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA KÖYLERİNDE YER ADLARI 01-01-1970 02:00 PONTUS MESELESİNE DAİR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ÖMÜR KISA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 “Eşşek ağmasa taş gurbete gitmez.” (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA, NAHİYE ve KASABALAR ile KÖYLERİN TARİHÇESİ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TELAŞ TALAŞ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 GARİP BİR YAZI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DAR AYAKKABI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SEPETLİ KÖYÜ 1574 (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DÜNYA DÖNÜYOR Olan insanlığa oluyor (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DESTEK ÇAYI VADİSİ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 BİR ZAMAN SİZİN KÖY 01-01-1970 02:00 HAYAT BİR HİKAYEDİR 01-01-1970 02:00 GÜRSU KÖYÜ ve KIYMETLİ HATIRALAR 01-01-1970 02:00 TAŞABAD 1840 01-01-1970 02:00 AMASYA DEDİM DE ATABEY SÜLALESİ 01-01-1970 02:00 SEPETLÜ ÇİFTLİĞİ - HADDADİ ÇİFTLİĞİ - SÜLEYMAN AĞA 01-01-1970 02:00 ANILARLA ADIM ADIM Oba Köyü 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞE DAİR YENİDEN 01-01-1970 02:00 YERKOZLU KÖYÜ 01-01-1970 02:00 YEŞİLYURT (Sepetlioba) KÖYÜNDE ÖĞRETMENLİK YAPAN ŞAHISLAR 01-01-1970 02:00 MEMLEKETTE KARA ÇORBA YİYEMEDİM Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 SAKIN APRUL'UN 5'İNDEN 01-01-1970 02:00 İnsanlar ve Bayramlar 01-01-1970 02:00 “Yol özgürlüktür!” 01-01-1970 02:00 HATIRA DEFTERİ 01-01-1970 02:00 TÜRKLERE DAİR Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 YAŞAM - GEÇİM 01-01-1970 02:00 20 Ekim 1935 Genel Nüfus Sayımı ve Amasya 01-01-1970 02:00 AMASYA GÜNLERİ'nden İlk Gün İzlenimlerim 01-01-1970 02:00 "Ustada Kalırsa Bu Öksüz Yapı" 01-01-1970 02:00 Sayım -Tahrir Defterlerine Göre Bölgemizde Nahiyeler ve Köyler 01-01-1970 02:00 Her Hikaye Biraz Yarımdır Umarım bu hikaye yarım kalmaz 01-01-1970 02:00 ZİĞDİ – KARAYAKA NAHİYESİ KÖYLER VE HANE SAYILARI Sene: 1838 ve 1840 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞTEN, GELECEĞE ERBAA ve TAŞOVA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 KARYE-İ SEYYİDLÜ 01-01-1970 02:00 TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları: 01-01-1970 02:00 GELENEKLER ve KÖYLER 01-01-1970 02:00 AKILDA KALANLAR VE YAŞAM HİKAYELERİNDEN KESİTLER 01-01-1970 02:00 YEŞİL DOMATES: KAVATA 01-01-1970 02:00 1838 Yılı TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları 01-01-1970 02:00 TAŞOVA TARİHİ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 TOKAT'TAN GİTMEK Mİ GEREK? 01-01-1970 02:00 Taş Medeniyettir! 01-01-1970 02:00 AMASYA’DA “BİR İNCİ”: 63 KÖYÜ İLE TAŞOVA 01-01-1970 02:00 Boraboy Gölü Normal Bir Göl Değildir... 01-01-1970 02:00 AMASYA’NIN “ALPASLAN” İLÇESİ 01-01-1970 02:00 BİLEYİ TAŞI 01-01-1970 02:00 TAŞOVA İLE İLGİLİ NOTLARIMDAN BAKİYE -HÜLASA- 01-01-1970 02:00 Kıtlık Kapıyı Çalmadan… 01-01-1970 02:00 BOŞLUĞA BAKAN PENCERELER... 01-01-1970 02:00 BALDIRAN YENİ BİR “TABİAT PARKI”MIZ OLABİLİR… 01-01-1970 02:00 SONİSA KAZASI TARİHİ-3 01-01-1970 02:00