RÜŞVET ALIP VERME (Ramazan Sohbetleri 4)

Naci Özkan

24-04-2021 09:46

Rüşvet suçu, kamu görevlisinin görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması amacıyla, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat temin etmesidir

Hatırlayanlar bilir eskiden, bir hasta ziyaretine gitsek, kapıda bekleyen zat’a bile rüşvet vermeden hastayı göremezdik.
Trafik Polisi çevirince ilk iş ruhsatı isterdi. Bir hata, kusur bulursa, şu cezan var bu cezan var der abartarak. Hemen eline makbuzu alırdı. Makbuzu gören kişi,
“Memur bey bir hal çaresi yok mu?” der, ruhsatın arasına üç-beş sıkıştırınca Polis ceza kesmeden salar giderdi.
Yani Devletin işinden devlete bir kuruş gitmez, cebine atardı bu parayı memur. Devletin hangi kademesine gidersen git evrakın arasına para sıkıştırmadan işimizi asla çözmezlerdi. Rüşvet vermeyenin evrakını sümen altı yaparlardı. Sümen altı sözü rüşvetle alakalıdır. Yani rüşvet vermeyenin evrakını bekletme taktiğidir. Rüşvet memurların ikinci bir geçim kaynağı olmuştu adeta. Amiri-memuru alayının bu işten nemalanmaması neredeyse imkansızdı. Şimdilerde bu rüşvet rezilliği en azından devletin hiç bir kademesinde geçmiyor. Belki gizli saklı olanları halen vardır ama, büyük ölçüde artık rüşvet alınmıyor. En azından ben vermiyorum oradan biliyorum…
Bir aralar, veliler öğrenciyi istediği okula yazdırmak istediklerinde, resmen şu kadar getir yapalım işini diyen müdürleri, memurları unutmadık! Sizde unutmamışsınızdır…
Şimdi hala bu işlerden beklentisi olan haysiyetsiz, namussuz, şerefsiz memurlar vardır mutlaka. Kesin bu iş bitti artık diyemem. İllaki kıyıda köşede kalan basiretsiz memur kırıntıları vardır mutlaka. Yolsuzluk ve rüşvet konusunda epey yol kat ettiğimizi söyleyebilirim ancak bitmemiştir. Çok daha kat edilmesi gereken yolların olduğu da aşikardır.

Rüşveti alanda verende alçaktır. Ne diyelim daha.

Rüşvet sözü geçtiği zaman, Klasik Türk Edebiyatının ünlü şairi,
FUZÛLİ gelir aklıma.

Fuzuli’yi hepiniz bilirsiniz. Kanuni döneminde Osmanlı sarayının hizmetine girer, emekli olur ve alacağı dokuz akçe maaş için günün birinde devlet dairesine işi düşer. Memurların yanına girer.
Vezir (günümüzün Bakanı) falan da oradadır. Hepsi Fuzuli’yi beklemektedir.
Vezir ve memurlar yere çökmüş, oturup nargile içmektedir.
İşini yapmak için Fuzuli’den rüşvet isterler.
Fuzuli ısrar eder, rica eder, istirham eder ama karşısında oturanlara kabul ettiremez.
Rüşvetçiler hiç oralı olmaz.

Fuzuli olayı şöyle anlatır:

-Dedim: Ey arkadaşlar bu ne yanlış iştir, ne yüz asıklığıdır.
-Dediler: Bizim adetimiz böyledir.
-Dedim: Bakın ağalar, benim bu haklı işimi yapmazsanız siz sorumlu olursunuz.
-Dediler: Yok efendi, bu hesap ancak kıyamette sorulur.
-Dedim: Dünyada dahi hesap sorulur, haberin işitmişiz.
Memurlar dalga geçmeyi sürdürür:
-Dediler: Böyle bir şeyi biz de duyduk ama aslı astarı yoktur. Biz amirlerimizle anlaşmışız, bize bir şey olmaz.

Fuzuli şaşırır, mücadeleden vazgeçer ve “Şikayetname” isimli eserinde olayı anlattıktan sonra şu meşhur sözlerini yazar:

Selam verdüm rüşvet değildür deyu almadılar,
Hükm gösterdim faidesüzdür deyu mültefit olmadılar,

demiştir.
(Manası: Selam versen rüşvet diye almazlar, vermesen ‘insan bir selam verir’ diye.)

Nitekim, günümüzde Rüşvet alma-verme suçunun cezası; 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 252/2).

Hala rüşvet alan veren varsa Allah onları helak etsin. Allah’ın lanetine müstehak olmaları ve dünyaları için ahiretlerini kaybetmeleri kesindir.

Hazret-i Peygamberin (asm) rüşvet alana da verene de lanet ettiğini ve ikisinin de cehennemlik olduğunu ifade etti­ğini bilen bir Müslüman, mutlaka bu hastalıktan uzak durmalıdır.

Allah bu hastalıktan cümlemizi korusun.

Vesselam…

Selam ve dua ile, hayırlı ramazanlar efendim

Advert
DİĞER YAZILARI “Her nefis ölümü tadacaktır” 01-01-1970 02:00 Yitirdiğimiz Değerlerimiz, “Komşuluk” 01-01-1970 02:00 TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ 01-01-1970 02:00 DAYAKLI EĞİTİM MODELİ 01-01-1970 02:00 MİZANDA BELLİ OLACAK 01-01-1970 02:00 Ömürdediğin 01-01-1970 02:00 ÖMÜR DEDİĞİN… ( NACİ ÖZKAN) 01-01-1970 02:00 ❗ Dünyamız bir fay hattı ile yırtılıyor. 01-01-1970 02:00 ÇİFTÇİYE ACİL MAZOT DESTEĞİ VERMELİYİZ 01-01-1970 02:00 HAYDİ GÜLÜMSE... 01-01-1970 02:00 BAYRAM SEVİNÇTİR…. 01-01-1970 02:00 SAMİMİYET İSTİYORUM ARTIK 01-01-1970 02:00 İçine Karanlık Düşerse!.. 01-01-1970 02:00 TEVAZU GÖSTERMEK (Ramazan Sohbetleri 3) 01-01-1970 02:00 GÜNAHTAN KAÇINMAK (Ramazan Sohbetleri 2) 01-01-1970 02:00 HAK DOSTLARI (Ramazan Sohbetleri-1) 01-01-1970 02:00 ZERAFET 01-01-1970 02:00 YAĞMUR YAĞSIN SEN GÜLÜMSE BANA 01-01-1970 02:00 Boğaziçi Erdoğan için neden önemli? 01-01-1970 02:00 ZÜBÜKLER 01-01-1970 02:00 Bugün hava memleket gibi kokuyor burnuma … 01-01-1970 02:00 ÇOCUKLUĞUN ÖĞRETİSİ 01-01-1970 02:00 BİR ANNENİN ARDINDAN 01-01-1970 02:00 İzin Vermeyeceğiz 01-01-1970 02:00 TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE 01-01-1970 02:00 Küçük Bir Dünya Kur Kendine... 01-01-1970 02:00 DAĞLIK KARABAĞ ve PKK 01-01-1970 02:00 HAYAT ZORDUR BE DOSTUM 01-01-1970 02:00 TÜRKİYE’DEKİ İLAÇ ŞİRKETLERİNİN AMACI NE? 01-01-1970 02:00 KARABAĞ NEDEN ÖNEMLİ? 01-01-1970 02:00 ŞEYTAN MI? ŞIH MI? 01-01-1970 02:00 Vay Be! Adam Yazmış 01-01-1970 02:00 Tarabya’daki Ev 01-01-1970 02:00 KIZILDAN MAVİYE 01-01-1970 02:00 HAYATIN GERÇEĞİ... 01-01-1970 02:00 YAZMAK BİR TUTKUDUR 01-01-1970 02:00 EVİMİZDE BURUK BİR BAYRAM 01-01-1970 02:00 ÖZGÜRLÜK TAZE BİR BAHARMIŞ 01-01-1970 02:00 TOPLUMSAL DEĞİŞİM 01-01-1970 02:00 FIRSATÇILIK… 01-01-1970 02:00 Farklı bir açıdan: CORANA VİRÜS 01-01-1970 02:00 Sonsuz Aşk: Hayat Sonsuz Zannedilen Bir Klişe… 01-01-1970 02:00 Enfes Bir Hikaye:BANA NE’CİLİK! 01-01-1970 02:00 İNSAN ve BİR NEFES MUTLULUK… 01-01-1970 02:00 'Nasip ve Nasipsizlik üzerine iki hikaye' NASİP… 01-01-1970 02:00 KÖYLÜ DE OLAMADIK ŞEHİRLİ DE !.. 01-01-1970 02:00 KİME KALMIŞ BU DÜNYA ? 01-01-1970 02:00 HAYATI GÜZELLEŞTİRMEK ELİNİZDE 01-01-1970 02:00 ANGUT KUŞU 01-01-1970 02:00 IŞIĞA DOĞRU YÜRÜ 01-01-1970 02:00 Yenikapı'da Amasya Rüzgarı 01-01-1970 02:00 İyilik 01-01-1970 02:00 Amasyalı Olmak 01-01-1970 02:00 Bir Şehri Sevmek 01-01-1970 02:00 Taşova’da Bir Köy ... 01-01-1970 02:00