Merhabalar taşova.net okurları
Son bir aydır Ukrayna-Rusya savaşından dolayı bu olayla yatıp kalkıyoruz. Olan yine masum, günahsız insanlara oluyor. Ne olursa olsun tarih boyunca insanoğlunun mutlaka bir bahanesi oluyor savaş yapmak için. Bazen dini sebeplerle,bazen ulus-devlet tartışmaları, bazen mezhep, bazen petrol…Yani kısacası maddi veya manevi olsun, mutlaka bir sebep yaratılıyor. 5 bin yıllık insanlık tarihinde yaklaşık 15 bin defa savaş çıkması da bu yüzden zaten… İnsanoğlu hiçbir zaman kendi elindekilerle yetinmesini öğrenemeyecek. Çünkü hep bir fazlasını, hep daha fazlasını isteyecek. Bir taraf hep daha rahat yaşasın, daha güçlü olsun diye; diğer tarafı huzursuz ve güçsüz kılmak isteyecek.
“Savaşı kötüler başlatır, sonra herkes kötü olur” diye bir söz vardır. Herhalde savaşı en güzel tanımlayan sözlerden birisidir.Lafa gelince; herkes hümanist, herkes insan sevgisiyle dopdolu. Fakat gel gör ki; şu an dünya üzerindeki birçok laboratuarda binlerce kişi “birbirimizi en hızlı ve kolay bir şekilde nasıl öldürebiliriz” konusunda çalışmalar yapıyor. Sağlığa, eğitime ve adaletsizliğe harcamadığımız milyarlarca dolar parayı sırf birilerini öldürmek için uçaklara, gemilere, bombalara, silahlara harcıyoruz.
Niye?
Çünkü güçlü devletlerin, artık güçlü şirketler olduğu bir dönemdeyiz. Satılması gereken onca silah, boşaltılması gereken on binlerce silah depoları var. Savaş, asırlardır birilerinin her daim nemalandığı, ellerini ovuşturarak izlediği bir olay. Günümüzde de azalmaları bir yana, daha da artmış durumdalar. Savaş ve rant ile ilgili gerçekten çok garip örnekler var. Mesela Fransız Renault şirketi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanlar tarafından işgale uğrayan ve çok kötü durumlara düşen Fransa’ya ait olan bu şirket ne gariptir ki, bu savaştan çok daha zengin ve güçlenerek çıkmıştır.
Yine biliyorsunuz Batı dünyasının meşhur bir sloganı vardır :”Savaşa HAYIR!” Fakat gel gör ki, en çok insan öldüren de yine Batı dünyasıdır. Mesela Beyazlar Amerika kıtasında 80 milyona yakın yerliyi öldürmüşlerdir. 1.Dünya savaşında ölen 10 milyon insan (%5'i sivil) ve 2. Dünya savaşında ölen 70 milyon insan (% 67'si sivil) sayılarını topladığınızda “Savaşa hayır” diyen Batının sadece 1915-1945 arası 30 yılda neredeyse insanlık tarihinde bilinen savaşlar yüzünden ölen bütün insanların sayısı kadar insan öldürdüğünü görürsünüz.
Bu savaş çıkaran mahlukların beklentilerini ve iç dünyalarını az çok tahmin edebiliyorum.İşin en kötüsü de bu tipleri destekleyenler…Bunlar her dönem aramızda bulunacaklar ve bizimle birlikte yaşamaya devam edecekler. Fakat insanın en çok zoruna giden de hala aramızdaki bazı insanların “savaş” denince ağzının suyunun akması..Evde yalnızken gök gürültüsü kopsa yüzü korkudan bembeyaz olan adam, galiba savaşı bir oyun zannediyor. Bunların dillerinden “sileceksin bunları haritadan” “Hitler’in yaptığı ne kadar da doğruymuş” veya “bir savaş açalım da görsünler kim olduğumuzu” gibi saçmalıklar düşmez. Savaşı filmlerdeki gibi zannediyorlar.
Vatanı işgale uğramış olup, şehrini düşmana karşı savunanlar hariç, bu düşüncenin asla şan ve şerefle ilgisi yoktur benim gözümde. Uğruna savaşacak bir şeyin varsa, o da olsa olsa namusundur, bağımsızlığındır. Atatürk’ün dediği gibi:”Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı ve bağımsızlığı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir.”
En kötüsü de savaşta hep kadınlar, çocuklar ve masumlar ölür. Örneğin 2. Dünya Savaşında 25 milyon askerle birlikte tam 45 milyon sivil de hayatını kaybetmiştir. Aslında bu düşmanın da gardını düşürmek için yapılan bir taktiktir. Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombasını bırakan güç te bu şehirlerde yüz binlerce masumu öldürdüğünü bal gibi biliyordu. Savaş işte tam olarak budur, romantik bir şey değildir. Elde çay, kahve eşliğinde izlenen heyecanlı bir film değildir. Berbat ve iğrenç bir şeydir. Bu yüzden savaş talep ettiğinizde gerçekte neyi çağırdığınızı iyi bilmeniz lazım.
İşin özeti, savaş asla kazanan tarafın olmadığı, bazı diktatörlerin insanlık dışı sapıkça egolarını tatmin edebilmek amacıyla başlattığı ve bu uğurda sayısız masum insanın öldüğü bir ayıptır.
Annelerin, babaların, küçücük çocukların, gencecik insanların gözlerimizin önünde hayatları ellerinden alınırken kimse kazanan bir taraftan bahsedemez. İnsanlıklarını tamamen kaybetmiştir bunu savunanlar…
Savaşın bana göre tek bir elle tutulur tarafı vardır.
O da bize barışın güzelliğini göstermesidir. Bazıları ne kadar anlamamakta dirense de…
Selam ve saygılarımla, kalın sağlıcakla…
Necip ERKAN