SENE 1983

Enver Seyhan

06-10-2024 08:50

Yurtta girişin üstündeki katı “ders çalışma bölümü” olarak ayırmışlar. Dershane demek lazım adına. Etüt salonu demek de mümkün.

Yatılı kalan lise talebelerinin “mütalaa saati” olurdu; yatılıda kalan arkadaşlarımdan biliyorum. Bu da öyle.

Fakat burada mecburiyet yok. İster çalış ister çalışma. Sonucuna katlanmak şartıyla her şey serbest! Gez toz hatta kitabın defterin yüzünü açma. Zeka seviyesi de önemli elbette. Kimisi hocayı derste dinler ve yetinir.

Bir yerlerde okumuştum; şiirden bir dize yarım yamalak aklımda kaldı.

Şair diyordu ki:

“Çöl kuşu suyunu nemden alır.”

Galiba galiba!

Çöl kuşu gibi olanlar da vardır.

Bir akşam dershaneye inmemiz icap etti; odadan birkaç arkadaşla beraber indik. Biz içeri girer girmez “çöl kuşları” ötmeye başladılar.

“Cik cik cik!”

Meğer adetten olarak olduğu günden beri bizim gibi acemilere, ustalar bu şekilde karşılama töreni düzenlermişler; şükür ki öğrenmiş olduk.

Bize dershanenin üstten akıntı yapan, tavanı simsiyah, boyası badanası kalkmış dar ve koridorumsu bir yeri kalmış. El mecbur! Acemiler oraya yöneliyor ister istemez. Bir de rahat bıraksalar!

Aynı masada aynı odadan dört arkadaş oturduk. Duvarlar şiir ve yazılarla bezenmiş; yalan olmasın resim dahi olabilir.

Şiir ve yazılar önceki dönemlerden sonraki yurt sakinlerine bergüzar kalmış. Yadigâr demedim çünkü “bergüzâr” kelimesini Neşet Baba’dan duymuştum. Ondan iyi mi bileceğim?

Sonraki günlerde zaman zaman dersaneye yolum düştü. Bizi 3’üncü sınıf talebesi olan oda arkadaşımız dersaneye alıştırdı hatta mecbur tuttu. “Odada çalışmak yetmez” dedi. Tabii ki lise gibi… ama lise gibi değil; derslerin ekserisi hiç mi hiç aşina olmadığımız dersler.

“Kimsenin göz yaşına bakmazlar, kimseye asla acımazlar, okuldan atarlar” diye de uyardı. Erzincan’ın Kemah kazasındandı. Gerçekten o senelerde başaramayanı bir dersten bile olsa kapı önüne koyuyorlardı. Haklılık yanı haksızlık yönü; tartışma konusu helbette…

Neyse!

Yine uzattım.

Oturduğum masa duvarla direk arasında kimsenin ilk bakışta göremeyeceği bir yerdi.

Bazan duvardaki şiirleri ve yazıları okurdum. İşletme, İktisat ve Tıbbiye talebeleri aynı yurtta kalıyorduk. Kimler yazdı, kimler karaladı? Bilinmez! Aklımda kalan Ahmet Haşim’in Merdiven şiirinin öğrenci lisanıyla duvara nakşedilmiş olmasıydı.

“Ağır ağır geçeceksin bu imtihanlardan!”

Duvarda şiirler içinde bir şiir daha vardı.

Hoşuma gitmiş olmalı ki not etmişim veya meşhur Halis Ağa’nın hayatını tahkiye ettiğim hikayeye eklemişim.

Bilmem ki!

Nasıl oldu?

Bu arkadaş galiba aşık olmuş, biraz kendinden geçmiş, okulu bırakmış ve o yıllarda çıkan af ile geri dönmüştü. Bildiğim Ziraat okuyordu. Aradan koskoca 30 sene geçmiş gitmiş ve bitmiş! Çerçevesini unuttum. Hikayesini imha ettim birkaç sene önce.

Bahsettiğim şiirin şairi adını yazmamış olmalı ki notta yer almıyor. Bir kara sevdalı şair de bu güzel şiiri karalamış ve duvara asmış besbelli. Askıda ekmek gibi. “İhtiyacı olan alsın” demiş herhalde. Şöhretli veya şöhretsiz bir şairin şiiri de olabilir.

Kim bilir?

Böyle acayip bir şey gençlik!

“Gençlik başımda duman; vay aman vay aman benim halim çok yaman!” Dünyanın bütün dertlerini omuzladığını sanır kendi aklınca.

Oysa!..

Oysa değil mi?

Hey gidi yalan dünya!

Seni gidi yalan dünya!

A. Ercan’ın meşhur türküsünün sözleri fazla mı olur?

“Adaletin bu mu dünya

Kimine kavun yedirdin kimine acı şalak dünya!”

Sözünü ettiğim şiire gelince:

“Sigaram gibisin

Sigaramın dumanı saçların

Koru dudakların

Fakat aramızda bir fark var

Sigaramı ben

Beni sen yaktın!”

Cigara içtim aralıklarla ömrümün sekiz yılında. Bazı yıllarda üç paket içtim günlük. Arabada işe giderken dönerken birkaç dal tüttürmek beni teskin ediyordu. Belki de ben öyle sanıyordum.

Cahildim!..

“Cahildim dünyanın rengine kandım!”

Şair olmak zordur!..

Bir sebepsiz göz yaşı, beli bükük bir ihtiyar, evden torbasına konulan kuru ekmeği suya banıp yemeye çalışan çoban, tarlada sıcağın alnında ekin biçen çiftçi, fabrikada hatalı hatasız azarlanan işçi, sevdiği kızın sokağında derbeder dolanıp duran delikanlı şair ruhunu etkiler. Şair durup dururken duyumsar, özümser, hislerine mağlup olur.

Evet!

Şairler etkilenirler!

Biraz delidirler!

Yıllar yıllar sonra bu şiirden etkiledim ben de.

Mevsiminde babadan ayrı kaldığım gençliğimi dolandım geldim…

Kusursa eğer varsın olsun. İmkan dahilinde olaydı bir dal cigara yakardım!

Lakin…

Geçti benden…

Enver Seyhan

Advert
DİĞER YAZILARI BOLADAN KÖYÜ SÜLALE İSİMLERİ 01-01-1970 02:00 (Rum eşkiyalar ve vahim olaylar) 01-01-1970 02:00 KULACANOĞULLARI 01-01-1970 02:00 ”HEY KALABALIKLAR DURUN BİRAZ DURUN” 01-01-1970 02:00 TARİHE DERKENAR 01-01-1970 02:00 YADIMA DÜŞER BAZI BAZI.. 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 GELDİ TEKRAR ANLATTI… (Eski Yazılar) 01-01-1970 02:00 GUŞEYH Kuşuf 01-01-1970 02:00 2000 YILINDA DÜNYA NASIL OLACAK?.. 01-01-1970 02:00 HAYAT TABİAT VE BİR USTA 01-01-1970 02:00 ESKİ YAZILAR 01-01-1970 02:00 KIZDIRDILAR DEMEK Kİ… 01-01-1970 02:00 NE DEMEM GEREKİR 01-01-1970 02:00 GEYDOĞAN KÖYÜ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 DERELİ KÖYÜ (Kasımoğlu Sülalesi) 01-01-1970 02:00 KAÇ YIL GEÇTİ ARADAN! 01-01-1970 02:00 ILICA KIRKHARMAN SERNİÇ Gel suyunu Kavaloluğu'ndan iç! 01-01-1970 02:00 KALEKALE KÖYÜ 01-01-1970 02:00 TARİHİ SUNA ŞEHRİ 01-01-1970 02:00 DECCAL (B) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK-I ANDIRAN 01-01-1970 02:00 Unsur Aha Bu Börk… 01-01-1970 02:00 “ELA GÖZLÜM BEN BU ELDEN GİDERSEM” 01-01-1970 02:00 Şimdilik bu kadar yeter.. 01-01-1970 02:00 TANIMADIĞIM İNSANLAR 01-01-1970 02:00 ASIRLIK HATIRALAR 01-01-1970 02:00 HATIRALAR Hayali cihan değer!.. 01-01-1970 02:00 SELE SEPET TOP KANDİL 01-01-1970 02:00 KUH-İ KARAKUŞ 01-01-1970 02:00 TAZE EKMEK Bayat Ekmek 01-01-1970 02:00 Sana Kızıyorum Öğretmenim! 01-01-1970 02:00 İKİ YÜZ SENE ÖNCE YEMİŞEN BÜKÜ KÖYÜ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 Enver Seyhan – Kadıköy 01-01-1970 02:00 Gücük ayı 1439 ( Enver Seyhan ) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK KORAMU Karye-i Koramu 01-01-1970 02:00 HATIRALAR GELİP DİKİLİYOR BAŞIMA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SONUSA (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 PLAN PROĞRAM ARKA PLÂN (Dünya görüldüğü gibi değil asla!) 01-01-1970 02:00 Köy Minibüsü 01-01-1970 02:00 Bu Vatan Kimin? (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 HASBİHAL (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 KONUŞALIM MI ( ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ANTİK ERBAA’DA BAKIR İSTİHSALİ (Sonusa Yöresinde İlk Tunç Devri) 01-01-1970 02:00 Yedi bin yıl önce Sonusa – Erbaa yöresinde insan yaşamı vardı…( ENVER SEYHAN ) 01-01-1970 02:00 OLUKLU MUKAVVA ADI MACERA, NAMI DOLAR 01-01-1970 02:00 MANİ Manici (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 NASIL ANLATILIR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RADYO (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SOKU TAŞI (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 HER CANIN HİKAYESİ BAŞKA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 ŞAKA GİBİ HEMİ… (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 PARA : VAY SOYKA! (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RECEP AĞA İLE SOHBET (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DERDİ Kİ: Cahil Cesur Olur! (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA KÖYLERİNDE YER ADLARI 01-01-1970 02:00 PONTUS MESELESİNE DAİR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ÖMÜR KISA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 “Eşşek ağmasa taş gurbete gitmez.” (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA, NAHİYE ve KASABALAR ile KÖYLERİN TARİHÇESİ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TELAŞ TALAŞ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 GARİP BİR YAZI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DAR AYAKKABI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SEPETLİ KÖYÜ 1574 (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DÜNYA DÖNÜYOR Olan insanlığa oluyor (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DESTEK ÇAYI VADİSİ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 BİR ZAMAN SİZİN KÖY 01-01-1970 02:00 HAYAT BİR HİKAYEDİR 01-01-1970 02:00 GÜRSU KÖYÜ ve KIYMETLİ HATIRALAR 01-01-1970 02:00 TAŞABAD 1840 01-01-1970 02:00 AMASYA DEDİM DE ATABEY SÜLALESİ 01-01-1970 02:00 SEPETLÜ ÇİFTLİĞİ - HADDADİ ÇİFTLİĞİ - SÜLEYMAN AĞA 01-01-1970 02:00 ANILARLA ADIM ADIM Oba Köyü 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞE DAİR YENİDEN 01-01-1970 02:00 YERKOZLU KÖYÜ 01-01-1970 02:00 YEŞİLYURT (Sepetlioba) KÖYÜNDE ÖĞRETMENLİK YAPAN ŞAHISLAR 01-01-1970 02:00 MEMLEKETTE KARA ÇORBA YİYEMEDİM Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 SAKIN APRUL'UN 5'İNDEN 01-01-1970 02:00 İnsanlar ve Bayramlar 01-01-1970 02:00 “Yol özgürlüktür!” 01-01-1970 02:00 HATIRA DEFTERİ 01-01-1970 02:00 TÜRKLERE DAİR Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 YAŞAM - GEÇİM 01-01-1970 02:00 20 Ekim 1935 Genel Nüfus Sayımı ve Amasya 01-01-1970 02:00 AMASYA GÜNLERİ'nden İlk Gün İzlenimlerim 01-01-1970 02:00 "Ustada Kalırsa Bu Öksüz Yapı" 01-01-1970 02:00 Sayım -Tahrir Defterlerine Göre Bölgemizde Nahiyeler ve Köyler 01-01-1970 02:00 Her Hikaye Biraz Yarımdır Umarım bu hikaye yarım kalmaz 01-01-1970 02:00 ZİĞDİ – KARAYAKA NAHİYESİ KÖYLER VE HANE SAYILARI Sene: 1838 ve 1840 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞTEN, GELECEĞE ERBAA ve TAŞOVA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 KARYE-İ SEYYİDLÜ 01-01-1970 02:00 TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları: 01-01-1970 02:00 GELENEKLER ve KÖYLER 01-01-1970 02:00 AKILDA KALANLAR VE YAŞAM HİKAYELERİNDEN KESİTLER 01-01-1970 02:00 YEŞİL DOMATES: KAVATA 01-01-1970 02:00 1838 Yılı TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları 01-01-1970 02:00 Mehmet Akif'in Annesi 01-01-1970 02:00 TAŞOVA TARİHİ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 TOKAT'TAN GİTMEK Mİ GEREK? 01-01-1970 02:00 Taş Medeniyettir! 01-01-1970 02:00 AMASYA’DA “BİR İNCİ”: 63 KÖYÜ İLE TAŞOVA 01-01-1970 02:00 Boraboy Gölü Normal Bir Göl Değildir... 01-01-1970 02:00 AMASYA’NIN “ALPASLAN” İLÇESİ 01-01-1970 02:00 BİLEYİ TAŞI 01-01-1970 02:00 TAŞOVA İLE İLGİLİ NOTLARIMDAN BAKİYE -HÜLASA- 01-01-1970 02:00 Kıtlık Kapıyı Çalmadan… 01-01-1970 02:00 BOŞLUĞA BAKAN PENCERELER... 01-01-1970 02:00 BALDIRAN YENİ BİR “TABİAT PARKI”MIZ OLABİLİR… 01-01-1970 02:00 SONİSA KAZASI TARİHİ-3 01-01-1970 02:00