TAZE EKMEK Bayat Ekmek

Enver Seyhan

08-03-2024 22:22

Yazıdan bazı kısımları sildim, sadece bazı üç beş cümle ilave ettim. Lakin gerekip gerekmediği hususunda hiç de mutmain olmadım. Yazının mahiyetini koruduğu kanaatini taşıyorum. Edebiyatta "Türkçülük" akımının öncülerinden, kısa hikayeciliğin kurucusu rahmetlik Ömer Seyfettin'i rahmetle yad ediyorum.

Takdimi örneğini ekte paylaştığım ondan bir paragrafla yapayım:

"Eskiden Türk milletini parçalayan iki kuvvet vardı:

1-Rus pençesi

2-Milli gaflet

Birinci kuvvet artık kırıldı. Fakat ikinci kuvvet hâlâ duruyor. Bu kuvvete karşı uğraşmak, bugün bütün milliyetini idrâk etmiş Türkler için bir farzdır."

"Ömer Seyfettin" adını bilmeyen duymayan yok gibidir. "Yok gibidir" diyorum; zira duymayan bilmeyen olacaktır; bu da gayet normaldir. Bu toprakların ilk hikayecilerinden biridir. Öyle hikaye deyip geçmeyin. Önemlidir. Belki yığınla insan bir hikaye kitabı da okumamıştır. Mecbur da değildir. Fakat Anadolu'da elbette kadın kız kızan dededen, ebeden, babadan ve anadan yol hikayeleri dinlemişlerdir. Araya bazı sebepler girmiştir, muhakeme edememişler, belki boş vermişlerdir. Çevreye şuraya buraya yetişme, ufku genişletme imkanı bulamamış da olabilirler. Toplumun köyün şehrin genel kuralları kaideleri ve görenekleri, görünenin bilinenin alışılmışın eskinin zıddına yeni bir durumu, hareketi ve eylemi beğenmeyecek, kabul etmeyecek ve kınayacaktır. "Kınanma" korkusu ruhi bir korkudur. "Kınanmak" eylemi toplumda kadınların "yok sayılması" ile eşdeğerdir!..

Yol hikayeleri dedim ya... Yazar Veli Güven'in sözlerinden birkaç cümle geçmek isterim. Bahsin kapısını akşamdan sabaha köslü tutmak istemem. Şöyle diyor:

"Yol hikayeleri, ne sadece bir kitap denemesidir ne de kırkına varmış bir yazarın anılarının bakiyesidir. Yol hikayeleri, en çok Anadolu'dur, anadır, kadındır, dinlemeye takati olanlara kısa bir hayatın uzun havasıdır."

Velhasıl tozuyla toprağıyla her ömür uzun bir yoldur!..

Yazdıklarımı inceleyenler, irdeleyenler, Türkçe Dil Bilgisi kurallarından dem vuranlar oluyor.

Diyorlar ki:

"Ünlem işaretinden sonra çift nokta konulmaz. Yani ünlem ile biten cümle üç noktalı yazılmaz."

Ne diyeyim ne edeyim bilmiyorum ki? Ben böyle kullanmayı seviyorum. Ünlem işaretini iki nokta ile besliyorum. Elimde değil...

Okuyucuyu düşünmeye sevk eder gibi geliyor bana. Yol açar belki fikir meydanına doğru. Hayata dokunur da belki gelişen oluşan, müspet menfi hadiseleri, geçip giden zamanı lalettayin akışına bırakmaz. Kim bilir?

Bir hakikat var ki:

Dünya öyle bir dünyadır ki "su akar yolunu bulur" diyenlere inat arzulandığı gibi bir imkan tanımaz...

Yalan dünya daraltmış buñaltmış olmalı ki koskoca servetlü devletlü kıymetlü Süleyman dahi diyor ki:

"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"

Bu şiirin ana temasını "sıhhat" olarak algıladım ama... Onu da "yok devletin önemine atıfta bulunuyor" diyerek açıklamaya çalışanlara tesadüf ettim. Yok tevafuk olmadı!..

Demek oluyor ki; halktan birileri de ortaya çıkıp durup dururken öyle keyfinden türkü yakmaz. Mutlaka bir nedeni vardır. Yolun bir yerinde hikayenin tadı kaçmaya başlamıştır...

Ömer Seyfettin:

Harika hikayeler yazdı. Genç yaşında şeker marazından ahirete göçtü. Türkçe yazmayı denedi. Halk dilini kullandı. Medreselerde talebeler Pers dilinin kaide ve kurallarıyla Arapça'dan devşirdikleri kelimeleri yazı diline geçiyorlardı. Arapça kökten değişmeli dil olduğu için Anadolu insanı anlamakta zorlanıyordu. Çünkü kelime çekimlere sigalara ve değişimlere sokulduğunda çok farklı manalara gelebiliyordu.

Ömer Seyfettin:

6 Mart günü Haydarpaşa'da vefat etti. Mekteb-i Harbiye'den mezuniyetini takiben askeriyede göreve başladı. Balkan Savaşı'nda esir düştü. Adına aşina olanlar, tanıyanlar onu hikaye yazarı olarak bilirler. Askeri kimliği ve kişiliği çoğu okuyucu tarafından bilinmez. Cümle âlem tarafından tanınan ve bilinen bir kişi olmasının nedeni elbette ünlü bir kısa hikaye yazarı olmasıdır. Günün şartlarında gerçek olayları tahkiye ve tasvir ederek hikayelerini sonraki nesillere emanet bıraktı, geçti, göçtü, gitti...

Buraya kadar...

Ayrıca; her hikaye özünde hayat ağacından bir dal, bir yapraktır. İncinir mi acaba denilmeden üstüne basılan eşilen deşilen kara topraktır. Öznesi insandır...

Kalemi elime aldığımda yazacaklarım bunlar değildi. Bir internet paylaşımına yapılan yorumlara dair bir iki cümle kurmak ve kendimi mutlu etmek istiyordum. Ama olmadı. Yazı amacından çıktı.

Diyordu ki bu resimli internet paylaşımında:

"Taze ekmeğin yokluğuna isyan etmek yerine, bayat ekmeğin varlığına şükür etmek gerekir."

Düşündüm!..

Yani "dünyanın çivisi bu yüzden çıkmış" dedim. Birileri hep kanaat edecek; kötülüğe köleliğe açlığa yokluğa şükür edecek ama birileri hep taze ekmek yiyecek! Bizim orada bir laf var: "Bunlar gümüşlü mü?" Sözün özü itibariyle sevk edilen yolda, şükür edecek kimseler de bir ömür boyu en zor işlerle uğraşanlar. Tarlada bağda bahçede, dağda yaylada, inşaatta, fabrikada çalışanlar. Oysa üleşim adil olsun "gavur ellerindeki gibi! Adam taze ekmek de yesin, şükür de etsin!"

Şimdi bu cümlenin neresinde hilaf var?

Advert
DİĞER YAZILARI TARİHİN DİLİNDEN 01-01-1970 02:00 HEBİÇLER (Hebişler) 01-01-1970 02:00 AKLIM YORULUYOR.. 01-01-1970 02:00 ALPASLAN KÖYÜ 01-01-1970 02:00 BOLADAN KÖYÜ SÜLALE İSİMLERİ 01-01-1970 02:00 (Rum eşkiyalar ve vahim olaylar) 01-01-1970 02:00 SENE 1983 01-01-1970 02:00 KULACANOĞULLARI 01-01-1970 02:00 ”HEY KALABALIKLAR DURUN BİRAZ DURUN” 01-01-1970 02:00 TARİHE DERKENAR 01-01-1970 02:00 YADIMA DÜŞER BAZI BAZI.. 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 EYALET-İ RÛM (15 ve 16’ncı Asır) Sonusa, Erek, Karakuş ve Karayaka bölgeleri 01-01-1970 02:00 GELDİ TEKRAR ANLATTI… (Eski Yazılar) 01-01-1970 02:00 GUŞEYH Kuşuf 01-01-1970 02:00 2000 YILINDA DÜNYA NASIL OLACAK?.. 01-01-1970 02:00 HAYAT TABİAT VE BİR USTA 01-01-1970 02:00 ESKİ YAZILAR 01-01-1970 02:00 KIZDIRDILAR DEMEK Kİ… 01-01-1970 02:00 NE DEMEM GEREKİR 01-01-1970 02:00 GEYDOĞAN KÖYÜ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 DERELİ KÖYÜ (Kasımoğlu Sülalesi) 01-01-1970 02:00 KAÇ YIL GEÇTİ ARADAN! 01-01-1970 02:00 ILICA KIRKHARMAN SERNİÇ Gel suyunu Kavaloluğu'ndan iç! 01-01-1970 02:00 KALEKALE KÖYÜ 01-01-1970 02:00 TARİHİ SUNA ŞEHRİ 01-01-1970 02:00 DECCAL (B) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK-I ANDIRAN 01-01-1970 02:00 Unsur Aha Bu Börk… 01-01-1970 02:00 “ELA GÖZLÜM BEN BU ELDEN GİDERSEM” 01-01-1970 02:00 Şimdilik bu kadar yeter.. 01-01-1970 02:00 TANIMADIĞIM İNSANLAR 01-01-1970 02:00 ASIRLIK HATIRALAR 01-01-1970 02:00 HATIRALAR Hayali cihan değer!.. 01-01-1970 02:00 SELE SEPET TOP KANDİL 01-01-1970 02:00 KUH-İ KARAKUŞ 01-01-1970 02:00 Sana Kızıyorum Öğretmenim! 01-01-1970 02:00 İKİ YÜZ SENE ÖNCE YEMİŞEN BÜKÜ KÖYÜ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 Enver Seyhan – Kadıköy 01-01-1970 02:00 Gücük ayı 1439 ( Enver Seyhan ) 01-01-1970 02:00 KIŞLAK KORAMU Karye-i Koramu 01-01-1970 02:00 HATIRALAR GELİP DİKİLİYOR BAŞIMA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SONUSA (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 PLAN PROĞRAM ARKA PLÂN (Dünya görüldüğü gibi değil asla!) 01-01-1970 02:00 Köy Minibüsü 01-01-1970 02:00 Bu Vatan Kimin? (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 HASBİHAL (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 KONUŞALIM MI ( ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ANTİK ERBAA’DA BAKIR İSTİHSALİ (Sonusa Yöresinde İlk Tunç Devri) 01-01-1970 02:00 Yedi bin yıl önce Sonusa – Erbaa yöresinde insan yaşamı vardı…( ENVER SEYHAN ) 01-01-1970 02:00 OLUKLU MUKAVVA ADI MACERA, NAMI DOLAR 01-01-1970 02:00 MANİ Manici (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 NASIL ANLATILIR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RADYO (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SOKU TAŞI (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 HER CANIN HİKAYESİ BAŞKA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 ŞAKA GİBİ HEMİ… (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 PARA : VAY SOYKA! (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 RECEP AĞA İLE SOHBET (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DERDİ Kİ: Cahil Cesur Olur! (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA KÖYLERİNDE YER ADLARI 01-01-1970 02:00 PONTUS MESELESİNE DAİR (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 ÖMÜR KISA (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 “Eşşek ağmasa taş gurbete gitmez.” (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TAŞOVA, NAHİYE ve KASABALAR ile KÖYLERİN TARİHÇESİ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 TELAŞ TALAŞ (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 GARİP BİR YAZI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DAR AYAKKABI (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 SEPETLİ KÖYÜ 1574 (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DÜNYA DÖNÜYOR Olan insanlığa oluyor (Enver Seyhan) 01-01-1970 02:00 DESTEK ÇAYI VADİSİ (ENVER SEYHAN) 01-01-1970 02:00 BİR ZAMAN SİZİN KÖY 01-01-1970 02:00 HAYAT BİR HİKAYEDİR 01-01-1970 02:00 GÜRSU KÖYÜ ve KIYMETLİ HATIRALAR 01-01-1970 02:00 TAŞABAD 1840 01-01-1970 02:00 AMASYA DEDİM DE ATABEY SÜLALESİ 01-01-1970 02:00 SEPETLÜ ÇİFTLİĞİ - HADDADİ ÇİFTLİĞİ - SÜLEYMAN AĞA 01-01-1970 02:00 ANILARLA ADIM ADIM Oba Köyü 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞE DAİR YENİDEN 01-01-1970 02:00 YERKOZLU KÖYÜ 01-01-1970 02:00 YEŞİLYURT (Sepetlioba) KÖYÜNDE ÖĞRETMENLİK YAPAN ŞAHISLAR 01-01-1970 02:00 MEMLEKETTE KARA ÇORBA YİYEMEDİM Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 SAKIN APRUL'UN 5'İNDEN 01-01-1970 02:00 İnsanlar ve Bayramlar 01-01-1970 02:00 “Yol özgürlüktür!” 01-01-1970 02:00 HATIRA DEFTERİ 01-01-1970 02:00 TÜRKLERE DAİR Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 YAŞAM - GEÇİM 01-01-1970 02:00 20 Ekim 1935 Genel Nüfus Sayımı ve Amasya 01-01-1970 02:00 AMASYA GÜNLERİ'nden İlk Gün İzlenimlerim 01-01-1970 02:00 "Ustada Kalırsa Bu Öksüz Yapı" 01-01-1970 02:00 Sayım -Tahrir Defterlerine Göre Bölgemizde Nahiyeler ve Köyler 01-01-1970 02:00 Her Hikaye Biraz Yarımdır Umarım bu hikaye yarım kalmaz 01-01-1970 02:00 ZİĞDİ – KARAYAKA NAHİYESİ KÖYLER VE HANE SAYILARI Sene: 1838 ve 1840 01-01-1970 02:00 GEÇMİŞTEN, GELECEĞE ERBAA ve TAŞOVA.. Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 KARYE-İ SEYYİDLÜ 01-01-1970 02:00 TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları: 01-01-1970 02:00 GELENEKLER ve KÖYLER 01-01-1970 02:00 AKILDA KALANLAR VE YAŞAM HİKAYELERİNDEN KESİTLER 01-01-1970 02:00 YEŞİL DOMATES: KAVATA 01-01-1970 02:00 1838 Yılı TAŞÂBAD Nahiyesi Nüfus Defteri Kayıtları 01-01-1970 02:00 Mehmet Akif'in Annesi 01-01-1970 02:00 TAŞOVA TARİHİ Enver Seyhan 01-01-1970 02:00 TOKAT'TAN GİTMEK Mİ GEREK? 01-01-1970 02:00 Taş Medeniyettir! 01-01-1970 02:00 AMASYA’DA “BİR İNCİ”: 63 KÖYÜ İLE TAŞOVA 01-01-1970 02:00 Boraboy Gölü Normal Bir Göl Değildir... 01-01-1970 02:00 AMASYA’NIN “ALPASLAN” İLÇESİ 01-01-1970 02:00 BİLEYİ TAŞI 01-01-1970 02:00 TAŞOVA İLE İLGİLİ NOTLARIMDAN BAKİYE -HÜLASA- 01-01-1970 02:00 Kıtlık Kapıyı Çalmadan… 01-01-1970 02:00 BOŞLUĞA BAKAN PENCERELER... 01-01-1970 02:00 BALDIRAN YENİ BİR “TABİAT PARKI”MIZ OLABİLİR… 01-01-1970 02:00 SONİSA KAZASI TARİHİ-3 01-01-1970 02:00