Vefatının 700 üncü yılında Yunus Emre’yi rahmetle sevgiyle anmak, onun düşüncelerini paylaşmak üzere edebiyat heveskarı dostlarla Cuvapcı Memet Agaya ziyarette bulunduk. Tavşan kanı çaylarımızı yudumlarken ilk sorumuzla sohbeti araladık. 2021 ‘Yunus Emre yılı’nda Yunus Emre için neler söylemek istersiniz?
Cuvapcı Memet Aga sohbete ‘Çocuklar söylediklerimi yazıya aldığınızı bildiğim için önce gönüller sultanı Yunus’un hayatından kısaca bahsetmek isterim.’ Diyerek söze başladı.
‘Yunus Emre 1238 tarihinde doğmuş, 1320 yılında 82 yaşında vefat etmiş. Doğum yeri tam olarak bilinmiyor. Eski kaynaklar Yunus Emre’nin mezarının Eskişehir Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy’de olduğunu belirtiyor. Ancak Anadolumuzun Karaman, Bursa, Manisa, Erzurum, Ordu, Isparta, Afyon, Tokat gibi bir çok yerinde ‘Yunus’un mezarı’ diye anılan yerler vardır.
Bir kişinin bir çok yerde mezarının sahiplenilmesinin sebebi, sevgi-dostluk –kardeşlik duygularını yaşatan ve kendini sevdiren Yunus Emre’nin halkıyla en fazla kaynaşmış olması ve de Tasavvufun esası olan insan sevgisini, insana verilen değeri dile getirmiş, Türkçeyi en güzel şekilde kullanmış bir halk ozanı olmasındandır. Tasavvufu insan sevgisini fars dilinde en güzel şekilde Mevlana, Türkçede ise Yunus Emre ifade etmişlerdir.
Yunus için neler söylemek istediğime gelirsek; O kendini ‘Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm’ alçak gönüllülükle anlatmış ama gelin onu söylediklerinden anlamaya çalışalım.
Yunus Emre, zamanını zamanımıza taşıyan, insanları sevgiye doğru yola çağıran bir derviş;
Ben gelmedim davi için/Benim işim sevi için/Dostun evi gönüllerdir/Gönüller yapmaya geldim. Demiş.
Gönül kırmamayı, gönül yapmayı, insana gösterilen saygı sevgiyi ibadet gibi görmüş;
Bir kez gönül yıktın ise/Bu kıldığın namaz değil/Yetmişiki millet dahi/Elin yüzün yumaz değil.
Elde tesbih, dilde dua, her şeyden el etek çekmekle derviş olunamayacağını insanlık için çaba göstermek gerektiğini söylemiş;
Çeşmelerden bardağın/Doldurmadan kor isen/Bin yılda dahi beklesen/Kendi dolası değil.
Ne dediğini bilmek, kötü sözden kaçınmak üzerine sanki zamanımızın politikacıları için söylemiş;
Kişi bile söz demini/Demeye sözün kemini/Bu cihan cehennemini/Sekiz uçmak ede bir söz.
Sevgi ve dostluğa da vurgu yapmış; ‘Gelin tanış olalım/İşi kolay kılalım/Sevelim Sevilelim/Dünya kimseye kalmaz.
Güçsüzlere yardım üzerine söylemiş;
Bir hastaya vardın ise/Bir içim su verdin ise/Yarın anda karşı gele/Hakk şarabın içmiş gibi
Doğruluk ve alçak gönüllükten dem vurmuş;
Yol odur ki doğru vara/Göz odur ki Hakk’ı göre/Er oldur alçakta dura/Yüceden bakan göz değil
Şiir faslından sonra Memet Agadan Yunus’un Hacı Bektaş’la olan anekdotundan bahsetmesini istedik;
‘Bir kıtlık yılında Hacı Bektaş kapısına Yunus Emre alıç (ekşi elma tadında bir sonbahar meyvesi) götürmüş, buğday istemiş. Yunus Emre Hacı Bektaş’ın dergahında üç gün ağırlandıktan sonra içerden haber getirmişler:
-Buğday mı diler, Erenler himmet mi?
-Buğday diye cevap vermiş Yunus. Yine haber getirmişler:
-O alıç ın her tanesine nefes edeyim ve isterse çekirdeklerin sayısınca himmet eyleyeyim
Yunus bir türlü buğdaydan geçmemiş. Fakat yükünle Erenler kapısından ayrılınca uyanmış.
-Nettim ben diyerek koşa koşa himmete dönmesini bilmiş Yunus’ diyerek sonlandırdığı anekdotu Memet Aga ‘Çocuklar, bizler, insanlık hala buğday kaygısındayız farkında mısınız’ sözleriyle tamamladı.
Çay bardaklarımızdan son yudumlarımızı alırken Cuvapcı Memet Agaya son sorumuzu sorduk. ‘Yunus Emre Yılı’ ülke insanımıza ne gibi mesaj veriyor?
Memet Aga bakınız evladım diyerek anlatmaya koyuldu;’ Yunus’un güzel sözlerini anlamak yetmez, işlerimizi ona uydurmağa gayret gösterme zamanını yaşıyoruz. Özellikle ülkeyi yönetme iddiasında olanların Yunus Emre’den alacakları çok dersler mesajlar olduğuna inanıyorum. Çünkü milletimizin sevgi, barış ve hoşgörüye çok ihtiyacı var.
Hayatta mutlu ve başarılı olmak ve ilerlemek için muhtaç olduğumuz bir tüzük niteliğinde sözlerini sadece okumakla kalmamalıyız. Lezzet almak yetmez. Bu sözleri kendimize rehber etmezsek Yunus’un sözlerinin bir anlamı olmaz.
Yunus Emre, dünyaya gönülleri birleştirmeye gelmiş bir insan. O, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, yoksullara merhamet gösterilmesi fikrini yaymaya çalışan, hastaları yoklayıp gönüllerini alan, darlıkta olanları kollayan, en büyük zenginliğin gönül zenginliği olduğunu söyleyen, gönülleri birleştirmeye gelmiş bir halk ozanıdır. O herkesi sevgiye, doğruluğa, iyiliğe, güzelliğe çağıran insana insanlığı hatırlatan bir derviştir.
Çocuklar son cümlelerim olarak şunu söylemek isterim ‘Gönüller yapmaya geldim’ diyerek gönüllerin fethine kendini adayan Yunus Emre şu iki kelimeyle anlatılabilir; ‘SEVELİM, SEVİLELİM’
Cuvapcı Memet agaya ‘Yunus Emre Yılı’ sohbeti için Teşekkür ettik, vedalaştık.
Not: Bizlere edebiyatı, Yunus’u sevdiren Amasya Lisesi Edebiyat Öğretmenimiz Ali Oğuzkan hocamızı minnetle saygı ve sevgiyle anıyor, sağlıklı ömürler diliyoruz.