Dünyanın birçok yerinde milyonlarca Müslüman, Ramazan ayında oruç tutmaktadır. Ramazan ayının sıcak günlere denk gelmesi, uzun süren açlık ve susuzluk durumu, kişinin günlük yaşam döngüsünün değişmesi beslenme konusunda daha dikkatli olmamızı gerektirmektedir. Ramazan ayında en çok karşılaşılan gaz, şişkinlik, kabızlık problemleri ile karşılaşmamak, sağlıklı bir dönem geçirmek için dikkat etmemiz gereken önemli hususlar vardır. Diyetisyen Ferdi Öztürk konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Sahur öğünü mutlaka yapılmalıdır. Sahur atlanmamalıdır. Ramazan ayında yapılan en büyük yanlışlardan biri de gece yemek yiyip yatmaktır. Bu şekilde geçirilen bir ramazan ayı kişide reflü semptomları(ağızdan sıvı gelmesi, ğöğüs bölgesinin yanması), midede asit salgısının artması, yavaşlayan metabolizma gibi durumlarla karşılaşmamıza sebep olabilir. Bu yüzden sahur atlanmamalı ve sadece su ile geçiştirilmemelidir.
Sahurda yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmek, söğüşten oluşan hafif kahvaltı yapılmalıdır. Yanına yağlı tohumlardan ceviz, fındık, badem alınarak midenin boşalma süresi uzatılarak daha uzun süre tokluk sağlanılabilir.
Sahurda çok tuzlu, ağır yağlı yemekler , börek, kek, poğaça gibi hamur işleri tüketilmemelidir. Çünkü bu tarz besinler kişinin gün içinde daha fazla acıkmasına neden olur ve mide rahatsızlıkları ı ile karşılaşma olasılığını artırır.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta iftar sofralarıdır .İftar sofraları gösterişten uzak, sade, kişinin ihtiyacı kadar hazırlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki bu mübarek ay kişinin nefsini terbiye ettiği aydır.
İftar sofralarında bir kişinin ihtiyacı olandan 2-3 kat daha fazla yemek olmaktadır. Uzun süreli açlık sonrası kişinin düşük kan şekerinden kaynaklı çok miktarda besin tüketme isteği oluşmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan biride çok hızlı bir şekilde çok yüksek miktarlarda besin tüketmektir.
Ezan okunduktan sonra kişi 1-2 bardak su içmeli,2-3 adet hurmasını tüketip , sonrasında çorbasını içmelidir. Bu şekilde oruç açmak kişinin kan şekerinin toparlanmasını sağlar. Sonrasında eğer ara verebiliyorsa kişi 10-15 dakika ara vermelidir, bir anda yemeklere yüklenmemelidir. Bu süreçte beyine 15-20 dakika içinde tokluk sinyali gider ve kişide ki açlık duygusu azalır, kişinin çok fazla besin tüketme isteği azalır.
Sonrasında az yağlı et, ,tavuk veya sebze yemeği yanına ; yoğurt veya cacık , bulgur pilavı veya tahıllı ekmekle yemek devam edilmelidir. Bu şekilde beslenmek hem kişinin mide ve bağırsak problemleri ile karşılaşmasını engeller hem de kilo kontrolü sağlar. Sevgili Peygamberimizin(S.a.v) dediği gibi ” insanoğlunun midesini doldurmasından daha zararlı bir şey yoktur. Kişinin belini doğrultacak kadar yemek yeter.”
Bu süreçte iftar ve sahur arası sıvı tüketimi ihmal edilmemelidir. Beslenme düzeninin değişmesine bağlı olarak yatana kadar sık sık su içilmedilir. Tatlı tüketilecek ise şerbetli tatlılar yerine sütlaç veya güllaç gibi hafif ve sütlü tatlılar tüketilmelidir.