Ateşli nöbetlerin çocukluk yaş grubunda en sık gözlenen havale nedeni olduğunu söyleyen Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Öner Nergiz “Çocukların yaklaşık yüzde 2 ila 5'i, beş yaşını doldurmadan ateşli nöbet geçirebilir. Ailede ateşli nöbet öyküsü olanlar varsa bu oran artar. Yapılan çalışmalarda ateşli nöbet geçiren çocukların zihinsel gelişimi, davranışları ve okul başarısı diğer çocuklardan farklı bulunmamıştır” dedi.
Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Öner Nergiz, anne ve babaların en çok korktuğu ateşli nöbet ya da ateşli havaleye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Dr. Nergiz ateşli nöbetin 3 ay ila 6 yaş arası çocuklarda görülebildiğini belirterek “Sıklıkla 6-18 aylık bebeklerde, nöbete neden olabilecek diğer hastalıklar bulunmaksızın, beyin ile ilişkisi olmayan ateşli bir hastalık esnasında havale görülebilir. En önemli risk faktörleri; yaş, ateş ve genetik yatkınlıktır. Belirli bir yaşta görülme sebebi, tekrarlayan enfeksiyonlar ve gelişen beyinin vücut ısısına aşırı hassasiyeti olarak gösterilmiştir. Ateşli nöbetler çocukluk yaş grubunda en sık gözlenen havale nedeni olup, çocukların yaklaşık yüzde 2-5'i 60 ayını doldurmadan ateşli nöbet geçirebilir. Ailede ateşli nöbet öyküsü olanlar varsa bu oran artar” dedi.
NÖBETTE BİLİNÇ KAYBI, VÜCUTTA KASILMA GÖRÜLEBİLİR
Ateşli herhangi bir enfeksiyonun havale nöbetini tetikleyebileceğine değinen Dr. Nergiz: Viral üst solunum yolu enfeksiyonları en çok tetikleyen faktördür. Aşı uygulanmasına bağlı ateş yükselmesi de nöbete neden olabilir. Nöbetler; ateşten önce de görülebileceği gibi, çoğunlukla ateşi takiben ilk 24 saat içinde veya 24 saatten daha geç ortaya çıkabilir. Ateş 38 derecenin üzerindedir. Ateş yükselmesi sırasında çocuktaki titreme sıklıkla ateşli nöbet ile karıştırılabilir. Nöbet sırasında çocuk bilincini kaybeder, gözlerde kayma, çenede kilitlenme, vücutta kasılma ya da gevşeme, kaslarda ani kasılma ve atmalar görülebilir. Büyük kısmında nöbetler kısa sürer ve çocuk uykuya dalar.
NÖBETLER TEKRARLARSA DİKKAT
Dr. Nergiz, ateşli nöbetlerin basit ve komplike olarak iki gruba ayrıldığına dikkat çekerek, “Basit nöbetler tüm vücutta olan, 15 dakikadan kısa süren, 24 saat içinde ya da aynı hastalık sırasında tekrarlamayan, nöbet sonrası nörolojik anormallik görülmeyen nöbetlerdir. Komplike ateşli nöbetler; tek taraflı olabilen, 15 dakikadan uzun süren, 24 saat içinde ya da aynı hastalık esnasında tekrarlayabilen, nöbet sonrası nörolojik bulgu (tek taraflı kuvvetsizlik gibi) görülebilen nöbetlerdir. Ateşli nöbetler, hastaların 3'te birinde tekrarlar. İlk nöbet 1 yaştan önce olursa tekrar riski yüzde 50, 3 yaşından sonra olursa yüzde 20'dir. Birinci derece akrabalarda ateşli nöbet ve epilepsi öyküsü, ilk nöbetin 18 ayın altında geçirilmesi, düşük derece ateşte nöbet geçirme ve ateş başladıktan sonra ilk 1 saat içinde nöbet geçirme tekrar riskini arttırır” ifadelerini kullandı.
Ateşli nöbetlerin genellikle iyi huylu olduğunu ifade eden Dr. Nergiz, “Basit ateşli nöbeti olan, büyüme gelişme geriliği olmayan çocuklarda rutin EEG'ye gerek yoktur. Komplike ateşli veya ateşsiz nöbet geçirenler ve gelişim geriliği ya da nörolojik kusurlu çocuklardaki tekrarlayan ateşli nöbetlerde EEG önerilmektedir. Nörolojik görüntülemeler rutin gerekli değildir. Ateşli nöbetler genellikle iyi huylu olup, en önemli risk nöbet süresi ve nöbet tekrarıdır. Tekrar riski yüksek olan ve nöbeti uzun süren çocuklarda koruyucu ilaçlar düzenlenebilir. Ateşli nöbet geçiren çocuklarda epilepsi gelişme riski yüzde 2 ila 10 arasındadır. Birinci derece akrabalarda epilepsi varlığı, nöbetin 15 dakikadan uzun sürmesi, vücudun bir kısmında nöbet görülmesi, zihinsel ve motor gelişim geriliğinin varlığı, aynı gün içinde bir nöbetten fazla nöbet görülmesi, nöbet öncesi ateşli dönemin kısa olması epilepsi gelişimi için risk faktörleridir. Yapılan çalışmalarda ateşli nöbet geçiren çocukların zihinsel gelişimi, davranışları ve okul başarısı diğer çocuklardan farklı bulunmamıştır” açıklamalarında bulundu.
SOĞUK SUYA SOKMAYIN, YAN YATIRIN
Dr. Nergiz, ailelerin nöbet ile karşılaştıklarında sakin kalması gerektiğinin altını çizerek, “Çocuk kusarsa akciğere kaçmasını önlemek ve hava yolu açıklığını sağlayabilmek amacıyla yan pozisyonda yatırılmalıdır. Ağzını kilitlemediyse bir bez veya tahta kaşık ile ağız açık tutulabilir. Dişler kilitlendiyse ağzı açmak için zorlanmamalıdır. Boynunu sıkan giysi, düğme, fermuar varsa gevşetilmelidir. Yapabilecek en önemli şey ateşi kontrol altında tutmak ve ateşi düşürme yöntemlerine başvurmaktır. Çocuğun üstü açılmalıdır, vücuda ıslak bezler koyarak ateş düşürülebilir. Çocuklar soğuk su altına sokulmamalıdır. Nöbet anında ağızdan herhangi bir şey verilmemelidir. Nöbeti durdurmak için rektal yolla kullanılan ilaçlar varsa ilk dozu verilebilir. Bu işlemlerden sonra en yakın sağlık kuruluşuna başvurup, ilgili hekime nöbet ve yapılan uygulamalar hakkında bilgi verilmelidir” dedi.