Amasya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dudu Duygu Kılıç, Uluslararası Doğa Korum Birliğine (IUCN) göre dünyada en tehlikeli 100 istilacı türün 14’ünün Türkiye de yaşadığı bildirilmektedir dedi.
Amasya Üniversitesi ve TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı tarafından desteklenen “Çorum İli Buğday Tarlalarında Yayılış Gösteren Xanthiumspinosum L.,Xanthiumstrumarium L., Phragmitesaustralis (Cav.) Trin. ExSteudIstilacı Türlerinin Biyolojik ve Ekolojik Özelliklerinin Belirlenmesi ve Topraktaki Bazı Önemli Bakteriler Üzerine Etkileri” isimli proje başarı ile tamamlandı. Proje ile ilgili açıklamada bulunan Amasya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Dudu Duygu Kılıç, "Son yıllarda öne çıkan en önemli çevresel tehditlerden biri de istilacı türler. Uluslararası Doğa Korum Birliğine (IUCN) göre doğal olan veya yarı doğal olan ekosistemlere sonradan herhangi bir yolla gelerek bölgede değişime ve tahribata neden olan sucul-karasal bitkiler, memeliler, kuşlar, sürüngenler, mikro organizmalar, amfibiler ve balıklar gibi canlı türleri İstilacı türler olarak tanımlanmaktadır. Yine bu IUCN ‘un raporlarına göre dünyada en tehlikeli 100 istilacı türün 14’ünün Türkiye de yaşadığı bildirilmektedir.
T.C.Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü tarafından sunulan bir araştırmaya göre çevremize baktığımızda kolaylıkla da görebileceğimiz ve hızla yayılan itdolambacı, yalancı akasya, makas otu, kokar ağaç, arsız zaylan, Meksika böğürtleni vb. türler Türkiye’nin en tehlikeli istilacı bitki türleri arasında yer almaktadır. İstilacı bitkiler, bir ülkenin yerli bitkilerinden olmayıp genellikle farklı coğrafik bölgelerden gelen, bulunduğu bölgede ekolojik dengeyi bozarak yerli türlere zarar veren bitkilerdir. Boş araziler, yol kenarları, sulak alanlar, terk edilmiş bölgeler gibi alanlar, istilacı bitki türleri için yaşam alanları oluşturmaktadır. Dünya nüfusunun artması ile; küreselleşme, ticaret, taşımacılık, seyahat ve turizm faaliyetlerinin bir sonucu olarak ülkeler arası ulaşımı kolaylaştırarak birçok canlı türünün de kolayca yayılmasını sağlamıştır. Başlangıçta önemsiz gibi görünen bu konu, bölge ekolojisini ciddi şekilde etkileyen sorunlara yol açmıştır. İstilacı türlerin sorunlara yol açmasının nedeni yerleştikleri yerde rekabet edecek türlerin olmamasıdır. Bu da istilacı türlerin hızla çoğalmasını ve alanda baskın olmasını sağlar. İstilacı bitkilerin ekonomik zararının dünya ekonomisinin yüzde 5’ine karşılık geldiği bildirilmektedir.”
Proje personeli olarak Doç. Dr. Burak Sürmen, Dr. Öğr. Üyesi. İdris Bektaş, Şeyma Nur Çankaya Kılıç’ın da yer aldığı projede buğday tarlalarını istila eden dikenli pıtrak, pıtrak ve kamış istilacı türlerinin, ekosisteme verdikleri zarar ve bu zararın kontrolü ile ülkemiz ve bölgesel olarak taşıdığı muhtemel riskleri araştırıldı. Prof. Dr. Dudu Duygu Kılıç, Küresel ısınma ile birlikte tarımsal üretiminin ciddi riske girdiğini, bunun yanında ülkemiz tarım alanlarında hızla yayılan istilacı türler ile ilgili de önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.