“Demens” Latince kökenli bir sözcüktür, Aklını kaybetme, akıldan yoksun kalma anlamına geliyor. Halk arasındaki adi bunamadır.

Çoğunlukla yaşlılarda görülen bir hastalıktır. Ama etkisi sadece ona yakalanan kişiyle sınırlı kalmaz, kişinin bakımını üstlenenlere, akrabalarına ve o kişinin geleceğinden endişe duyan herkese uzanır.

Dünya genelinde bu hastalıkla yaşadığı düşünülen yaklaşık 50 milyon kişi olduğu biliniyor. Birçok ülkede nüfusun hızla yaşlanmasıyla birlikte demansın yani bunamanın bir türü olan Alzheimerin yarattığı sorunlar giderek artmaktadır. Verilere göre demans dünyada en yaygın beşinci ölüm nedeni olan hastalıklardan biridir.

Kişinin daha ônceden iyi bildiği yerleri hatırlama ve buralarda yolunu bulma yeteneğini kaybetmesi genellikle Alzheimerin ilk belirtilerinden biridir.

Giyimiyle kuşamıyla kasketiyle hele hele konuşmaya başladığında da Balkan topraklarının kendine has olan o tatlı şivesiyle tam organik diye tarif edebileceğiniz bir mübadele insanı olan Mürvet Aga ile ilgili bir anıyı önce paylaşıp, sonra sadede gelelim.

İş yerimde oturuyorum. Mürvet Aga içeri girdi.

Sağa sola bakındı. Nerde o Naci be dedi. Ben masamdan “buyur Mürvet Aga burdayım dedim.

– “A be ne durusun” dedi.

– “Hayrola Mürvet Aga ne oldu” dedim,

– “A be Atatürk’ün eykelini kaldırmışlar”

İlçemiz hükümet bahçesinde bulunan heykelin yerine yenisi konulacağı için heykel kaldırılmıştı. Mürvet Agaya durumu izah ettim. Buyur edip çayını söyledim. Masada duran ön yüzünde Atatürk’ün resminin olduğu bir dergiyi gördüğünde dergiyi eline alan Mürvet Aga Atatürk’ün portresini eliyle okşarken “Canım canım” sözcükleriyle de ona olan sevgi ve özlemini belirten o sevecen tavrını izlemek görülecek güzelliklerden biriydi,

Rahmetle andığım ilçemizin eski esnaflarından Kahveci Mürvet Aqayı aradan geçen bir zaman sonra dört yolun ortasında uzun süre dikeldiğini görüp yanına gittiğimde bana ne taraftan gideceğim evin yolunu şaşırdım cevabın vermişti. Mürvet Aga yıllarca gittiği iyi bildiği evin yolunu hatırlama yeteneğini kaybetmişti.

Evet yaşlanan herkes için demans, yaşanmış bir deneyimden ziyade, gelecekte başa gelme ihtimali olan bir hastalık durumudur. Dünya nüfusunun her geçen gün artması ve yaşlanması nedeniyle demanslı sayısı hızla yükselmektedir.

Yaşlanmaya olumlu bakanların daha iyi yaşlandıkları yaşanan bir hayat gerçeğidir. Bu sebeple demansın ya da alzheimerin ölünecek değil yaşlılıkla birlikte yaşanacak bir durum olduğu konusunda kamuoyu bilincini artırmak sadece demans hastalarına değil herkese fayda sağlar.

Bunun için beslenme alışkanlıklarımızı egzersiz miktarını, iyileştirirken, stres düzeylerimizi ve çevre kirliliğine maruz kalma oranlarını azaltmak durumundayız.

Sağlık durumunu iyileştirmeye yönelik yaşam tarzı değişikliklerinin olumlu etkileri vardır. Yeterli beslenme Sıvı alımı, sıcak dostluklar, özellikle yalnız yaşayan yaşlılar üzerinde olumlu etkiler gösterebilir.

Aslında demansın tedavisinde bilimin mesajı açık; Asıl mesele önlem almada. Yapılması gerekenlerde hepimizin bildiği şeyler. İyi beslen, iyi uyu, egzersiz yap, kendine bir uğraş bul, Sosyalleş, doğadan uzaklaşma, strese, yiyecek içecek ile havadaki zararlı maddelere maruz kalmamaya çalış.

Beynimizi korumak için atacağınız bu adımlar özellikle erken yaşlarda bunları alışkanlık haline getirir ve sürdürürsek bizi alzheimer olmaktan halkımızın deyişiyle bunamaktan korur. Demansa yakalanma riskini azaltmak ve bu hastalığa yakalanmış alanların hayatım kolaylaştırmak için bilimin mesajına kulak vermeliyiz.

Bir Kızılderili ata sözü şöyle söyler; “Vücudun senden izin almaksızın yaşlanır. Ruhun ise sen izin vermedikçe yaşlanmaz”

Hayata pozitif bakanlar, yaşamayı süreli ömrümüzde nefes aldıkça dünyaya değer katmak, iyiliği büyütmek, olarak tarif ediyorlar.

Brezilyalı romancı Paulo Coelho’un tavsiyesi de güzeldir.

” Asla “Tamam bitti artık durmam lazım” demeyen insanlarla yakınlaş. Zira kışın ardından bahar gelir, herşey döngüseldir. Hiçbir şey bitmez: Şarkılar söyleyen, hikayeler anlatan, yaşamın tadını çıkaran, neşesi gözlerinden okunan insanlarla yakınlaş. Zira neşe bulaşıcıdır, insanlar bunalıma, yalnızlığa, zorluklara kapılarak aksamasını önler.

Ez cümle meşgul olmayı öğretiniz kendinize iyi ve güzel şeylerden bir meşguliyet alanı inşa ediniz. Başkalarını iyileştirmeye odaklanınız, dostlarınızın dertleriyle ilgileniniz.

Meşguliyetten daha iyi bir tedavi yoktur.