İlçemizin ilk otobüs işletmecilerinden Ömer Altunay anlatmıştı. Merzifon’da oğlunun düğününe davet ettiği kadim dostu arkadaşı Ballıca’lı Ahmet Önder ile düğün bitimi çaylarını yudumlarken, düğünün yapıldığı meydanı aydınlatan projektör için; Ahmet, iyi ki şu projektörü taktırmışız sözüne “ – sorma Ömer projektör düğünü tek başına yaptı.” Esprisine benzer 2016 yılından beri ülkemizde yapılan tüm düğünleri “ Erik dalı gevrektir” türküsü tek başına yapıyor.

Erik dalı gevrektir

Amanın basmaya gelmez

Elin oğlu naziktir

Amanın küsmeye gelmez

Eller oynasın eller

Diller söylesin diller

Ne derlerse desinler

O dilleri yesinler

“ Erik Dalı” türküsü Burdur’a ait bir türkü. Son zamanlarda düğün, nişan ve kına gecelerinin oynamaya kanamadıkları, bu türküyü duyupta ayağı almayan, oynamaya heveslenmeyen kimse yok gibi…

Ömer Faruk Bostan denen sanatçı Burdur yöresinin bu türküsünü öyle bir düğün versiyonuna çevirmiş ki Türkiye’de düğünler “Erik Dalı’ çalınmadan yapılmıyor. Düğün, nişan, kına gecelerine katılanlar bu türküyle coşuyor oynamaya doyamıyor.

2017, 18, 19 yıllarının en hit şarkısını durdurmak mümkün değil. Bebeğinden, Uruguaylısına kadar videolara yansımış bu türkü ile oynayanların görüntülerinde ki coşku izleyenlerin bile kanını kaynatıyor. Moralin mi bozuk, dinle erik dalını keyiflen…

Erik Dalı gevrektir türküsünün Youtube da görüntülenme sayısı 100 milyonu aşmış. Hatta düğün, nişan ve kına gecelerinin bağımlılık yaratan bu türküsü için latifeler üretilmiş düğününde erik dalı şarkısı çalmayan kişilerin nikâhları medeni kanuna yeni eklenen maddeye göre geçersiz sayılacakmış esprisi bile yapılır olmuş.

Dinleyeni gayri ihtiyari harekete geçiren, düğünlerin baş tacı erik dalı türküsünü ortaya çıkaran Ömer Faruk Bostan’ı kutlamak gerek. Bunalmış bir milletin moralini düzeltti, sıkıntılarına derman oldu.

Uzun bir süredir görüşemediğimiz Cuvapçı Memet Aga’ya erik dalı yazımı okudum ve onun düşüncelerini de almak istedim. Yazımı gülümseyerek dinleyen Memet Aga söze; – “Erik Dalı gevrektir, giden bizim çeyrektir” le başladı ve devam etti:

“Bak evladım dedi. Elbette milletimizin sıkıntılarını hafifletecek mizaha, fıkraya, espriye de ihtiyacı var ama yazarların asıl görevi memleket gerçeklerini yazmaktır. Ben de bir fıkra anlatayım da bunları da yazına ilave et;

Doğal gaz bir ayda iki defa zam yemiş, elektriğe, şekere, çaya, benzine zam gelmiş, işsizlik, hayat pahalılığı geçim zorluğu bunların şikâyetini siz yazarlar yapacaksınız. Bilinen bir fıkradır ama bu yazıya uygun düşeceğini düşünerek anlatayım da gerisini okuyanlara bırakalım.

“ Padişah her zam yapışından sonra vezirini halkın arasına gönderip halkın tepkisini ölçmeye çalışırmış. Arka arkaya yapılan birkaç zamdan sonra vezir büyük bir telaş ve heyecanla padişahın yanına geliyor.

“ Padişahım halka bir şey oldu herkes oynamaya başladı.” Deyince padişah milletin oynaması hayra alamet değil zamları derhal kesin” diyor.

Bak evladım milletin erik dalına oynadığını yazmışsın güzel de olmuş ama benim şu anlattıklarımı da yazına ilave edersen bunalan halkı hem eğlendirmiş hem de mesajını vererek düşündürmüş olursun. Bizi idare edenleri de yazar olarak uyarmış olursun çünkü;

“ Yazarlar, tarihin tanıklarıdır. Yaşanan her olay yazarın kaleminden süzülerek kitlelere yansır. Yaşanan her olay, yazarı etkiler ve yönlendirir. Yazar içinden çıktığı topluma ve tarihe karşı sorumludur. Tabi gerçekten yazarsa!”

Cuvapçı Memet Aga’ya düşündüren düşünceri için teşekkür ettik.

“Erik Dalı” türküsü memleketimizin her yöresinde düğününde, nişanında, kına gecesinde insanlarımızı coşturan oynatan mutlulukların paylaşıldığı güzel günlerde çalınan bir türkü olarak düğünleri tek başına yapmaya devam etsin. Bu milleti de başka bir sebeple oynayacak hale düşürmesin.