FARUK BAŞKAN…

Şimdiki adıyla Uluköy, eski ismiyle Sonusa tabii güzelliği, tarihi, tarihi eserleri, yetiştirdiği şahsiyetler bakımından ülkemizin ender kasabalarından biri…

Uluköy, 16.yy da hemen hemen çevredeki bütün yerleşim birimlerinin kendisine bağlı bulunduğu bir nahiye merkezi.

Pontus döneminin ünlü Suna Şehri…

Sinesinde Sinan Paşa hamamı, Kurşunlu camii, Kapı Ağası Hüseyin Ağa medresesi, tarihi suyolları gibi pek çok tarihi eseri barındıran Anadolu Türklüğünün merkezlerinden bir tarih, doğa ve kültür beldemiz.

Ve de Uluköy Taşova ilçemizin en çok okuyanı, devlet kademelerinde hizmet veren insanları yetiştiren kasabalarımızdan önde geleni.

İsimleri hatırlandığında ilk akla gelen rahmetle ve iyilikleriyle anılan Naci Eren, Nail Eren ayrıca icraat ve başarılarıyla gururlandığımız emekli Albay Ahmet Yıldırım(eski sağlık bakanlığı müsteşarı), İstanbul eski sağlık müdürü Op. Dr. Osman Karaaslan, mühendis Hayati Ulukaya, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bünyamin Şahin, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Elmacı, Amasya Belediye Başkanımız Mehmet Sarı Uluköy’ümüzün yetiştirdiği değerlerden sayabildiklerimizdir.

Uluköy’ümüzün bir başka değerini 23 Eylül 2016’da kaybetmiştik. Faruk Canlı’yı “ebedi dostlukların, ebedi düşmanlıkların yaşanmadığı” siyaset sahasında tanıdım. Faruk başkan herkesle ebedi dost olan bir siyaset anlayışıyla, doğruların yanında olan olgun, oturaklı, mizaçlı bir arkadaşımızdı.

Aynı partide beraberce siyaset yaptığımız Faruk başkan içimizde yaşayan çelebi bir insanımızdı. Eskilerde efendi, bey yerine kullanılan görgülü, kibar, zarif, nazik kimse anlamını taşıyan bu kelimeyi ona çok yakışır buluyorum.

1989’dan 2004 yılına kadar üç devre üst üste Uluköy Belediye Başkanlığını kazanması onun kasaba halkı tarafından ne kadar sevildiğini gösteriyor.

Bazı nadir insanlar vardır, bulundukları, yaşadıkları yere kendileriyle birlikte bir seviye atmosferi de götürürler. Onların meclisinde olmak, sohbetinde bulunmak, onların yaşamış olduklarını düşünmek bile insana bir rahatlık, bir huzur ve tatlı bir övünme veriyor.

Gitgide sohbet edebilecek insan, gaye, dava gelecek üzerinde halleşebilecek insanlar, manevi gümrüklerden ithaline izin verilmeyen ilaçlar gibi azalıyor.

Evet, köyü, kasabayı kahrı çekilir kılan az sayıda insan vardır; benim için Uluköy’de Faruk başkan onlardan biriydi. Köyler onlarsız çoraklaşıyor. Uluköylü bir dostun Faruk başkanın yokluğu için söylediği “sözü dinlenecek, durun susun diyecek” köyde adam azalıyor diye dert yanışı rahmetli Fethi Gemuhluoğlu’nun “iyi kişiler yağız atlara binip gittiler, geride kötü kişiler ve topal atlar kaldı” dertlenişine benziyor.

Uruguay devlet başkanı Jose Mujica’nın siyasetçiler için söylediği güzel bir söz vardır; “ Parayı çok sevenler sanayi ve ticaretle uğraşsın. Siyaset para biriktirmek için değildir. Halka hizmet ederek kendini mutlu hissetmek içindir. Basit olmaktır, sıradan vatandaş gibi olmaktır” Faruk başkan halka hizmet ederek mutlu olan sade yaşayan bir kardeşimizdi.

“ Geride iyi bir ad bırakan kişi ebedi saadete erer. Çünkü hayırla anılmak insanı ölümsüzleştirir. Makamlar gelir geçer. Makamlar gittiğinde geriye siz kalırsanız bir anlam ifade eder.”

Evet, “ kimi kez sözler yeteriz kalır yüce gönülleri anlatmakta”… Onun şahsından ve şahsiyetinden pek cüzi miktarını aksettirebildik. Faruk başkan gani gönüllü yüreği ve sofrası herkese açık Uluköy’ümüzün çelebisiydi.

Doğduğu topraklara olan borcunu ödemiş olarak “hüsn” üzere yaşadığı hayatı bir kuş misali çabuk terk eden Uluköy’ümüzün Faruk başkanını rahmetle anıyoruz.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun…