Sonisa Erek Taşabad Ziğdi nahiyelerinin bulunduğu coğrafyayı birbirinden ayırmak mümkün değildir. 1840 yılından sonra bölgenin adı Nevahi-i Erbaa idi. Dört Nahiye demektir.

1872 yılına gelindiğinde bu nahiyelerden Erek -Herek veya bazı yazarlara göre Eyrek ilçe tayin edildi. Adı da hazırdı: Erbaa. Bu da dört nahiyenin bu ilçeye tabi olması demekti. Öyle de oldu ve ilçe Amasya vilayetine bağlandı. 1892 yılında ise vilayet tayin edilen Tokat’a Niksar Zile ile beraber Erbaa da bağlandı.

Taşabad nahiyesi -nahiye anlam itibariyle cihet, taraf, dolay ve çevre olarak lügate geçmiş- 1944 yılında ilçe yapılıyor ve 1953 yılının Mart ayında Amasya’ya bağlanıyor.

Fakat bölge Sonusa merkezli olarak Danişmentlilerden beri ortak kültürün yani medeniyetin var olduğu bir bölgedir.

Daha önce Romalılar ve Pontuslular bölgede yaşadılar. Bölgemizde yerleşim ve iskan Amasya kadar eskidir.

Üzüm Ceviz Zeytin Dimrit – Dimnit Elma Pirinç Pamuk Mahlep bölgenin önemli bitkileridir. Ormanları Sedir ağaçları Boğalı Bidevi bölgesinde doğal çay ağaçları ile insanlar bölgeyi yaşam alanı olarak seçtiler. Demiri çıkardılar erittiler ürettiler Kalay ithal ettiler. Bakır ürettiler.

Kelkit Nehri ve Yeşilırmak bölgenin can damarıdır. Akdağ ve Canik Dağları’ndan çıkıp Dereboğazını akaçlayarak Çılkıdır’dan Yeşilırmak’a karışan Destek Çayı da üçüncü ve küçük nehirdir.

Bölgeye Strabon Tonorova diyordu. Taşabad Darma Tasna tarafını da Pandöksen olarak anıyordu.

Karakuş – Akkuş bölgesi de az çok kültür manasında benzeşir.

Bu yazıyı yazmamın nedeni bölgenin aynı medeniyet aynı kültür aynı dil söz ağız konuşma dahilinde yer aldığına işaret etmek içindir. Bu birliktelik 5 Bin Senelik bir birlikteliktir. Ancak 1750 yılından sonra sosyal siyasal doğal ve güvenlik nedeniyle önemli göçler yaşanmıştır. 1777 yılındaki kıtlıkla beraber doğal afetler de -zelzele gibi – bölge dışına göçlere sebebiyet vermiştir.