KARYE-İ SEYYİDLÜ

Karye-i Seyyidlü :1574 - 1575

Karye-i Sepetçi :1838

Karye-i Sepetlü: 1838 - 1840 - 1900

Sepetli köyü: 1928

ONALTINCI YÜZYIL

Defter-i Mufassal-ı Liva-i Sivas

Madde:

215

"Karye-i Seyyidlü tabi-i Felenbel

Cemaat-i Yörüngan-ı Sonisa tamam.

Malikane mülk-i Hüseyin Ağa be - hükm-i saltanat-penah divani tımar.

Mezkur karye halkı yol üzerinde vaki olup memerr-ü menzilgah olmağın. Karye halkı bir kargir han bina etmeğe mültezim oldukları sebepten Mezbur karye halkı zikr olunan hanı bina edüp ayende ve revendeye madam ki hidmet ede.

Avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiyyeden emin olmaları Ebna-i sebili mühimmatdan olmağın bu makule mühimm olur.

Kura-yı Avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiyyeden emin kayd edesiz deyu varid olan hükm-i şerif mucibi üzere deftere kayd olundu."

 

Defterde takiben vergi mükellefi erkek hane halkı kayıt edilmiş. Ancak araya giren bunca asırdan sonra adı geçen şahısları tanımak bilmek mümkün değil. Belki soyu sopu sülale adı dahilinde araştırmacılar bir neticeye ulaşabilirler.

Köylerdeki halkın güvenlik, sosyal, siyasal, ekonomik ve diğer nedenlerle zaman zaman yerini yurdunu değiştirdiği göçtüğü düşünülecek olursa olayın ne kadar çetrefilli olduğu aşikardır.

Vergi mükellefi hane halkına misal:

Bünyad-ı veled-i Ali, caba; Mustafa veled-i o, caba;

Ahmed veled-i Hamza, caba; Pir Ali veled-i o, m;

Ramazan veled-i Recep, caba; ... Gibi!

Seyyidlü karyesi Felenbel nahiyesi içinde bir köy olup Sonisa kazasına bağlıdır.

Sonisa cemaatlarından olan Yörüngan cemaati bu köyde olmalıdır. -?-

Ayrıca Seyyidlü köyünü Sultan 2. Bayezıt Kapu Ağası Hüseyin Ağa'ya mülk vermiştir. Yine köyün bölgede her yerleşim biriminde olduğu gibi Divani Tımar dahilinde olduğu görülmektedir.

Bu ise çifte vergilendirme demektir. Ürün hasadı sonunda Malikane ve Divani vergileri tahsil edilmektedir. Divani vergiler devletin alacağıdır.

Köyde köylünün kendi imkanlarıyla eskiden yerinde yine aynı hizmeti ikame eden bir han olup olmadığı yani önceki yerleşiklerden örnek alınacak bir handan emare var olup olmadığı bilinmese de bir Han bina ettiği anlaşılmaktadır ki bu sebeple köylü Avarız ve Örfiyye vergisinden muaf tutulmuştur.

Önceki yerleşiklerden maksadım Pontus ve Roma İmparatorluğu'dur.

Avarız ve Örfiyye vergilerine örnek yol ve köprü yapımında bedensel olarak çalışmaktır. Harp gibi fevkalade durumlarda hane başına salınan vergidir. Han bina edilerek yolculara hizmet verilmeye başlanması nedeniyle bu hizmetin de mühimmatdan olduğu lüzumu dikkate alınarak  Seyyidlü köyü bu vergilerden emin kılınmış ve saltanattan gelen hüküm bu yönüyle kayıt olunmuştur.

Araştırmamda Avarız vergisi için şöyle bir cümle geçti:

"Belirli bir hizmetle mükellef olana başka bir hizmet yüklenmezdi."

Bu cümleden hareketle örnek de verilmiş: "Tuzcudan dülgercilik yapması istenmezdi..."

Mezkur Menzilgah'ın inşa edildiği yer ve mıntıka bugün "Hanönü" adıyla anılmaktadır. Sepetli köyü, 19. Yüzyılda Destek köyünden önce Nahiye sıfatı aldı. Kargir bir hana sahip olduğundan dolayı ve ayrıca coğrafi konumu sebebiyle Derbent sıfatını haizdi. Dere boyunca emniyeti temin etmek üzere bir manga asker -nefer görev başındaydı; askerin iaşesi maişeti köy halkı tarafından karşılanıyordu.

 

Kapu Ağası Hüseyin Ağa Sonisa'da, Amasya'da, Edirne'de ve İstanbul'da mimari sahada büyük hizmetler görmüş hatta Küçük Ayasofya Camii'ni kilise iken tadilat yaparak camiye dönüştürmüştür. Fakat gelin görün ki canını yine bu caminin bahçesinde bostancıbaşıların eliyle vermiştir. Yani şudur: Saray dedikoduları sebebiyle Amasya'dan beri emrinde olduğu 2. Bayezıt'ın hışmına uğramıştır.

Kendisi Sonisa kazasındandır. Büyük bir mimardır. Baba adı Abdülmuin'dir.

Sonusa'da Sonisa Medresesi ve Kapu Ağası Hüseyin Ağa Camii kendisinin eseridir.  Kurşunlu Camii olarak da bilenen cami 1942 yılında zelzelede yıkılmıştır. Camiden kalıntılar ve parçalanmış sütunlar tarihten bugüne selam durmaya devam etmektedir.

Amasya'da Büyük Ağa Medresesi ve Bedesten de Babüssade Ağası Hüseyin Ağa'nın eseridir.

Edirne'de de hanlar bina etmiştir. İstanbul'da Çardaklı Hamamı da Mimar Babüssade Ağası Hüseyin Ağa'ya aittir.

Amasya Sultan Kanuni'den sonra biraz ikinci planda bırakılmıştır. Amiyane tabirle gözden düşmüştür. Sebebi ise düşünceme göre -bir varsayım da olsa- Şehzade Mustafa'nın Amasya'da babasına karşı tavır alması ve bu sebepten dolayı Konya Sancak Beyliği'ne tayin edilmesidir.

Osmanlı sarayında bitmeyen entrikalara yenik düşülünce -yetkin etkin kişilik ve belki farklı kudretli güçlü bir devlet kaderi tayin edecek olan Şehzade Mustafa, Hürrem Sultan'a mağlup oluyor ve boğduruluyordu.

 

Boyumuzun Halamaz köyünden 1840 yılı civarında yeni kurulan Oba köyüne yerleştiğini sanıyorum. 1850 yılında 10 hane olan köyün ilk yerleşenleri arasında olduğuna ev yerinden dolayı kanaat getiriyorum. 1913 yılından sonraki bir tarihte muhtarlık ihdas edildiğini esas aldığımdan dolayı önceki kayıtların Sepetli köyü (aynı devirde bir başka kaynakta adı Sepetçi köyü) dahilinde olacağını düşünüyorum.

Zira Oba köyü, köy namıyla kayıtlara girmeden önce, ilk yerleşimden itibaren yaklaşık seksen veya doksan sene Sepetli köyü'nün mahallesi gibiydi. Sanıyorum -tahmin ediyorum ki idari işler Sepetli köyü üzerinden yürütülüyordu. Yerleşim yerleri o günden bu güne, aradan geçen Destek Çayı'nın karşı iki yakasıdır. Tarla, bağ ve bahçe iç içedir.

Elimde kaynak bulunmadığı için okuma yapamıyorum. Yazı türünün okuyacağım düzeyden ağır olmasını da göz önüne alarak evvela Halamaz köyünü ve peşinden Sepetli köyünü okumayı -ağır yazı türü olursa okutmayı amaçlıyorum. Yani böylece bu iki köyün iki yüz elli yıla varan geçmişini de araştırmış olacağımı düşünüyorum. Sepetli bağlamında Oba köyünü de araştırma alanına almış olacağım.

Bu gaye ile İstanbul Kitaplığı'na gittim ve kayıtlar üzerinde bilgisayardan gözlem yaptım.

Ramazan ayından sonra nasip olursa yeniden girişimde bulunacağım.

Aşağıdaki kayıtlar Sepetli köyü defterinden araştırmacı S. Bozok tarafından okunarak tarafıma gönderildi. Kendisine teşekkür ediyorum.

Yıl: H. 1254 M. 1838

BOY LAKABI:

Karamemişoğulları

Hane sahibi:

Mehmet oğlu Osman.

Doğum tarihi: 1797

Yaşı: 41

Orta boylu kır sakallı.

Oğulları:

Ömer: Doğum yılı: 1818

Ali: Doğum yılı: 1820

(Kayıt yılında öldüğü kayda geçmiş.)

Mehmet: Doğum yılı: 1833

Emin: Doğum yılı: 1836

(Memiş olunca boyun lakabında dikkatimi celbetti. Fakat bu aşamada benim ceddimin Halamaz'da mı Oba'da mı yaşadığı hususu henüz kesin değil. Çocuklardan birinin adı da Emin olunca sorgulamaya değer mi diye düşünüyorum. Bildiğim Halamaz'dan Oba'ya göçen ceddimin adı Emin. Fakat bu kayıt Sepetli köyüne ait. Göç olmuş olsa bile acaba Oba köyünde hane sahipleri bu kayıt tarihinde nasıl ve nereye kaydedildi?)

KÖYÜN İMAMI:

Ahmet bin Ali Fakih.

Doğum yılı: 1788

Orta boylu kır sakallı.

Oğulları:

Hasan: 19 yaşında.(1819 doğumlu)

Ahmet :4 yaşında.

Süleyman: 1 yaşında.

2438 sayılı 1839 tarihli Defter Kaydı:

Sepetli köyü.

Aile namı bulunmayan hane.

Hane Sahibi:

Emin bin Mehmed.

Orta boylu kır sakallı.

Doğum yılı: 1795

Oğulları:

Eyüp: Yaş 8

Recep: Yaş 6

Mustafa: Yaş 2

Mehmet: Yaş 1

1838 yılında Sepetli köyü 35 hane 115 erkek nüfustan ibarettir. Bu bilgiler tahtında ortalama 300 - 350 kişinin yaşadığı tespitine varmak mümkün görünüyor.

Enver SEYHAN

Nisan 2021

Notlar:

2021 yılında kaleme aldığım bu yazıya Nisan 2022'de bazı ilaveler yaptım.

Ayrıca Sepetli köyüne, yazdığım başka  yazılarda zaman zaman yer verdim.

Geçmiş yıllarda yayımlanan bazı yazılarımda bunu müşahade etmek mümkün.

Köyün adının, Seyyidlü ve Sepetçi şeklinde kaydedilmesinde Osmanlıca aslından okumalarda hata yapılmış olabileceğine dair küçük de olsa bir ihtimali göz önüne almak gibi bir zorunluluğu hissediyorum.