Eskilerde makamların arka duvarında üzerinde ‘şeref-ül mekan bil mekin’ yazan bir hat levhası asılı dururmuş. Orada oturanların makama şeref kattıklarını hatırlatan bir hat levhası...

            Şimdilerde şeref versin diye makam sahibi ettiklerimize sorasımız geliyor. Makamlarınızın yüceliğinden haberdar mısınız? Makamınızdan mı şeref buluyorsunuz yoksa o makam sizinle mi şeref buluyor. Daha kısaca soralım; şeref  siz misiniz yoksa makam mı?...

            Rahmetli İsmet Paşa ‘devlet idaresine talip olanlar, uçkurlarına sahip olmalıdırlar.’ demiştir.

            Laf arasında ibadet de gizli, kabahat de gizli kalmalıdır derken, kabahatler anlatılınca yaygınlaşır, ibadetler anlatılırsa gösterişe sebep olur anlayışıyla hikmetli bir sebebe dayanılarak söylenmiştir.

            Halk irfanının ‘Eline, beline, diline sahip ol’ uyarısı toplum düzenimize nizam veren ibretli uyarılardır.

            Geçmişin önümüze koyduğu bunca erdem levhalarının ikazlarına rağmen geleceğimize yön verecek olan insanlarımızın şehvet çukurlarını görmeyerek çukura düşmelerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Hele milliyetçi, muhafazakar toplum değerlerini iyi bilen bir siyasi parti mensuplarının böyle bir çukuru göremeyişlerini aklımız almıyor.

            Böyle bir partinin millet vekilleri, yöneticileri Fethi Gemuhluoğlu adındaki bir şairi duymuş ve onun eserlerinden haberdar olmaları gerekirdi.

            Bu değerli şair Milli Eğitim Bakanı rahmetli Cihat Bilgehan zamanında özel kalem müdürüymüş. Özel kalem müdürlüğü günlerinde bir hanımın bakanlıkta işi varmış. Fethi bey uğraşmış ama işi olmamış. Hanım, galiba devlet dairelerinin tümünü aynı kalıba soktuğu için bu ‘olmaz’ı da başka bir manaya vehmetmiş ve bir pazar Fethi beyin tek başına kaldığı lojmana gelip ricasını manalı bir şekilde tekrarlamış. Adeta şoke olan Fethi bey:

            - Bakın, ben hadım değilim. Ama nasıl olur bu? Bu bakanlığın iffeti, ismeti, ırzı namusu bana emanet siz benim yatak odama nasıl girersiniz böyle? Buna nasıl müsaade ederim.

            Kadın hem mahcubiyetten, hem de memnuniyetten ağlamaya başlar.

            Memleketimizin seçime girerken ahvaline bakınız. Fikriyatıyla, çilesiyle iktidar alternatifi olması gereken bir siyasi partinin yönetici kadrosu, milletvekili adayları millet hizmetine sunması gereken akıllarını uçkurlarına vermişler. Birileri de her ne hikmetse tam seçim arifesin de gizlice kasede aldığı bu görüntüleri servise sunuyor.

            Aklı selim her iki yapılanın da yanlış olduğunu söylüyor. Hatta bir milletin iffeti, ismeti, ırzı namusu kendilerine emanet edilecek vekillerin, yöneticilerin bu yaptıkları bir ayıpsa, bunu siyaset adına görüntüleyip pazarlayanların yaptığı bin ayıp ve şerefsizliktir.

            Bu kirli oyun eğer siyasi rant adına yapılmışsa bunu yapanlara hatırlatıyoruz. ‘Başkalarının zayıf tarafları üzerine bina edilmiş zaferler geçicidir. Kalıcı zaferleri kendimizin kuvvetli tarafları üzerine bina edebilirsiniz’

            Ülke siyasetinde yaşanan kirli oyunları ve de seçim meydanlarında ki tabloyu gördükçe şair Rıza Akdemir’in satırlarını hatırladık.

            Her zaman yüksek mevki şeref vermez insana

            İnsanın haysiyeti kendi içinden gelir

            Bazıları çıkarken kaybeder şerefini

            Bazısının inerken alnı göğe yükselir

 

            Kürsülerden içi boş kelimeler yağmakta

            Ne bir nükte, ne fikir ne incelik ne yorum

            Saatlerce konuşan insanları gördükçe

            Susmayı bilenleri daha çok seviyorum.

 

            Yaşanan bu kaset komplosundan sonra MHP’ye kurulan tezgahın sadece MHP’yi itibarsızlaştırma oyunu olmadığını, son on yıldır ülkemizde siyaset kronolojisi hedefin sadece MHP değil, hedefin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu, MHP üzerinden oynanan kirli oyunun Türkiye üzerinde oynanan oyun olduğunu gösteriyor.

            Devlet bakanımız Hayati Yazıcı’nın adını kullanan faili hemen yakalayan emniyet birimlerimizin MHP’ye bu çirkin tezgahı hazırlayanları da en kısa zaman için de bulacaklarını umuyoruz.

            Değerli vekillerimiz ve yöneticilerimiz biz ahali olarak ülkemizin zor günler geçirdiğini görüyoruz. Bu milletin iffetini ırzını namusunu sizlere emanet edeceğiz emanete ihanet etmeyin.

            Çok şey istemiyor bu millet sizden çalmayın, çaldırmayın, uçkurlarınıza sahip çıkın. Dürüst olun. Bunlar zaten siyasetçi olmanın değil, insan olmanın da gereği.

            Karanlık güçlerin hazırladığı bu tabloya ‘Bakarkör’ olmayalım. Bu çirkin tablolar demokrasi sergisine yakışmıyor.

            Millet vicdanı PKK temsilcilerinin meclise girip, MHP’nin kirli siyaset oyunlarıyla meclis dışı kalmasına izin vermeyecektir.

            Şer görünen şeylerin arkasından hayırlar doğacağına inananlardanız.

            Mevlam neylerse güzel eyler...  

 

24.05.2011