ÖMÜR DEDİĞİN…

Eskiden her şey daha güzeldi,

bir şey ya siyahtı ya da beyaz.

Şimdi neyin ne renk olduğu belli olmayan bir dünyada ömrümüzü tüketiyoruz..

“Bizimde değerimiz bilinir birgün elbet!

hele bir selâmız okunsun..”

Ölümün saati yok..

Saatin hele bir hızına bakın. Saniyeler hızla dakikaları, dakikalar saati kovalayıp duruyor.

Aynı hızla bizde tükeniyoruz.

Yanınızdaki kişilere yaşarken değer verin; kırmayın onları.

Durup, durup sevdiğinizi söyleyin, özel hissettirin.

En ufak bir şeyde bitti demeyin, ağlatmayın, üzmeyin. Neden mi?

Çünkü ölümün saati yok.

Belki son görüşünüzdür, belki de son sarılmanızdır. Belki de saatler sonra ona değil de, artık toprağına dokunacaksınız,

onu değil de toprağını öpeceksiniz.

Sevdiklerinizin değerini kaybettikten sonra

değil, şuan bilin.

Toprak aldığında geri vermez.

Çünkü ölümün saati yok.

Hayat insanı bir şekilde sınar.

Bazen vazgeçmen gerekir, bazen düşmen.

Umutla girdiğin yollardan bir sokağa çıkmaman gerekir. Acıya karşı hissizliği öğrenmek için.

Olmadığında zorlamamak için.

Bazen büyümek gerekir.

Yokuşlardan düşmek için, tekrar ayağa kalkabilmek için.

Kimseye çok bağlanmamak lazım,

vakti gelince herkes gidecek.

Yanındayken kıymet bilmek lazım,

bir gün herkes geldiği yere dönecek.

Gereksiz yere kalp kırmamak lazım,

ömür dediğimiz maalesef çok kısa, öyle gelip geçecek.

Kavgayla geçen zamana yazık,

o vakitler geri gelmeyecek.

Geldik bir fırtına, gidiyoruz bir fırtına…

Gençken gücün yeter, aklın yetmez.

Yaşlanınca aklın yeter, gücün yetmez.

Yolda kalan da bir, yürüyen de bir.

Tükenip gidiyor “Ömür” dediğin…

Oysa çok şey vardır yüreğe yara olupta dile dökülmeyen. Bir ucu keşkeye, bir ucu belkiye çakılı bir köprünün üstündedir ömür. Kapanmayan mesafelerin aradı her gün biraz daha açılıyor ne yazık ki.

Doğrusu kendimi bir müziğin içinde yorgun notalar gibi hissediyorum artık.

Zaman akıyor,

Zaman akmıyor adeta tükeniyor.

Dersini anlatacak ve dinleyecek kimsen olmayınca, anlatamadıklarını yüreğine hapsedersin.

Ağırlığı yüzüne yansır..

Acıların gözlerinden akar ama

Halini soranlara iyi olmasan bile kısık bir sesle “İYİYİM “dersin…

Tanıdıklar çoğaldı, ama dostlar eksildi.

Çabalar arttı, ama mutluluklar azaldı.

Varlığımızı arttırdık, ama değerlerimizi yitirdik.

Ve nihayet!!

Hayata yıllar ekledik, ama yıllara hayat ekleyemedik.

 

Yoruldum işte.

Sabaha düzelir dediğim gecelerden ve beklemekle geçen gündüzlerden yoruldum.

Dilden çıkan ama yürekten gelmeyen sözlerden yoruldum.

Samimiyetsizliğin her türlüsünü gördüm de, yine de biraz olsun içtenlik aradığım yüzlerden yoruldum. İçimde ki bu boşluk nasıl dolar bilmiyorum ama, yarım kalanlardan, ustaca söylenen yalanlardan ve iki yüzlü insanlardan…Yoruldum.

Bir “BABA” öldü mü, Bir insan ölmez sadece;

Hayatının anlamı ölür,

Mutluluğun ölür, Hayallerin ölür,