ABD’nin ve Sovyetler birliğinin oluşturduğu iki kutuplu dünya yani soğuk savaş süreci, Sovyetler birliğinin dağılmasından sonra çok kutuplu dünyaya dönüştü.
Emperyalist güçler ve onun işbirlikçileri Ortadoğu da ki ve Kafkaslarda ki enerji kaynaklarına sahip olmak için; çeşitli senaryolar üretmeye başladılar. Türkiye’nin jeopolitik konumunu bilen bu güçler, ülkemizi amaçlarına uygun bir şekilde siyasi, ekonomik, etnik, dinsel vs. Temelde biçimlendirmeye çalışıyorlar. Türkiye kayalara bindirmiş her yanından su alan bir gemi durumundadır.
Ülkemizi ve ulusumuzu kaybetmemeye, umudumuzu yitirmemeye çalışmalıyız. Ülkemizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak zorundayız
Bir gün tarih sana, bana, hepimize soracak. Neden sadece kendini düşündün, ülkeni ve insanlarını düşünmedin?
Halkım! Bağımsız ve hür yaşamak için onurlu, dürüst kısacası ilkeli olmak zorundayız. Siyasi farklılığın, inancının, etnik kökenin, çizgin, rengin, senin zenginliğin, önce insan olmak diyelim. Dik bir duruşla, cesaretle, eğilmeden, bükülmeden ülkemizde yaşanan sorunları sorgulayalım.
Ben verginin %80’ini ödüyorum, neden milli gelirden %20 pay alıyorum. Verginin %20’sini ödeyenler milli gelirin %80’ ini alıyor.
Ülkemin bütün zenginlik kaynaklarını özelleştirme yolu ile sattın, 40 milyar dolar elde ettin, 500milyar dolar borç yaptın, bizlerden aldığın vergilerde cabası; sanayiciye, esnafa, memura, işçiye, emekliye, köylüye ne verdin diye sor! İşsizliği, yoksulluğu mu önledin, istihdam için yatırım mı yaptın de!
Ülkem tahıl üretimin de dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydi, şimdi ne oldu dışardan tahıl, meyve, sebze, et vs. ithal ediyor diye sor.
Bana pamuğumu, pancarımı, tütünümü niye ektirmiyorsun, büyük ve küçükbaş hayvancılığı niye bitirdin, kümesteki tavuğuma kadar neden bitirdin diye sor. Kuş gribi bittimi diye sor? Kimler zenginleşti diye sor!
Bana genetiği değiştirilmiş ürünleri neden yediriyorsun de!
Birleşmiş Millet Sağlık Örgütü ve AB Sağlık Örgütü, domuz gribi ve çok uluslu ilaç şirketinin oyunudur dedi. Benim paralarım kimleri zengin etti de.
Ülkemizde 1601 tane Hidroelektrik Santral kurulmaya çalışılıyor. 601 tanesi ruhsat aldı. Çevre ve doğa katlediliyor. Niye seyirci kalıyorsun, kimler zenginleşecek diye sor.
Büyük şehirlerde dere yataklarına neden gece kondu yaptırıyorsun. Sel geliyor insanlar ölüyor diye sor. Elazığ da depremden insanlar ölüyor, İstanbul da Tuzla Tersanesinde, Zonguldak Karadon' da iş güvenliği insan sağlığı güvence alınmadan insanlar ölüyor, bu ölümlere kader diyorsunuz. Bu kader hep bizlere mi yazılıyor de! Muğla da dershane ücretini ödemeyen annenin çocuğunun intiharı da mı kader de!
Deniz Feneri, Mehmetçik Vakfı, Lösev gibi derneklerin (yargılanan) insanların dinini, inancını, vicdanını, düşüncelerini sömürerek aldıkları paralar, Kurban derileri ne oldu de. Benim dayanışma duygumu yok etmeye ne hakları var de ve hesap sor.
Analar ağlamasın, barış olsun diye Demokratik (kürt) açılımı, Romen, Alevi açılımları yaptın, binlerce yıl bir arada yaşadık. Bizleri neden kamplara böldün diye sor. Açılımdan bu yana 114 Şehit verdik. Onlara gereği gibi görevimizi yapamadık. Neden de!
BM’ler, ABD ve AB tarafından terör örgütü ilan edilen Hamas, El-Kaide, PKK Terör örgütlerini birini değerine tercih edersiniz, BDP’ li Milletvekili İstanbul’ dan bizce de PKK terör örgütü değildir, dediği zaman ne cevap verdiniz de! Benim vergilerimle maaş alacak, ana yasaya uyacağına yemin edecek, kalkıp bu sözü söyleyecek, içim yanıyor de.
Benim 40 bin evladımı öldürecek, 300 milyar dolar ekonomik kayba uğratacak, insanlarımızın akan göz yaşının, kanının, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını ver de.
Devletin en üst düzey yetkililerinin düne kadar Barzani haddini bil, PKK’ ya yardım ve yataklı etme biz Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız dediklerini unutmadık. Dağlıca da 8 askerimizi şehit eden, 8 askerimizi kaçıran PKK ile Barzani’nin içişleri bakanı, Başımıza çuval geçiren Irak’ta ki ABD general’i ve eski DDP Milletvekillerinin masa başında protokol imza ettiklerini unutmadık. Onurumuz kırıldı de. Şimdi ne oldu da Barzani Türkiye’ de diye sor.
Yurtsever aydınları, bilim adamlarını, gazetecileri, askerleri, hukukçuları ve gizli tanık ifadeleri ile dinleme düzmece cd' lerle yandaş medyanın baskıları ile Silivri’ye niye doldurdun. Sapla samanı, elma ile armudu bir arada hukuk ihlal ederek, nasıl topladın, karıştırdın de.
Yetmiş bin insanımızı, altmış dokuz hakim ve savcı niye dinliyorsun insanlara niye korku salıyorsun, özel hayatlarını niye deşifre ediyorsun diye sor.
Halkım benim buraya yazamadığım sizlerin de soracakları çok sorular vardır eminim. Sen sorgulamaya başladığın zaman ülkemiz karanlıktan aydınlığa çıkacaktır.
Ünlü yazarımı Rıfat ILGAZ’ ın dizeleri sözlere gereken mesajı verecek sanırım.
Kaldır başını kan uykusundan,
Böyle yürek, böyle atar damar,
Atmaz olsun.
Ses ol, yumruk ol, ışık ol.
Kara yeller başına indirmeden çatını.
Sel suları bastığın toprakları
Dönüm dönüm alıp, götürmeden denizlere
Çabuk ol.
Benden iş geçtimi diyorsun,
Aç iki kolunu iki yanına,
Korkuluk ol öyle ise.
AHMET PINAR
EM.ÖĞR.11.6.2010