TAŞABAD 1840

Malum olduğu üzere tarihi Baharat Yolu’nun kollarından biri de Kelkit Nehri’nin kuzey kıyısını takip ederek Boğazkesen Köprüsü’ne ulaşmaktadır. Bu yol “Ulu Yol” olarak da ifade edilmektedir. Asıl "Ulu Yol" bu yoldur. Alman bir seyyah bu yola daha sonra "İpek Yolu" adını verecektir.

Ancak Türk milleti bu yolun adını "ULU YOL" olarak belleğine kayıt etmelidir. 

Boğazkesen Kalesi, Köprüsü ve yöresi her devirde ve her devlet için önem arz etmiştir.

Bu köprüden sonra Ulu Yol batıya doğru devam etmektedir. Ulu Yol Eksel civarında ayrılarak ayrı bir kol ile Bidevi üzerinden Darma ve Tasna'yı takip ederek Zile ve Amasya bölgesine ulaşmaktadır.

Yörede belli bir süre Niksar sınırından Karamuk ve Soğanlı -İtburnu köyüne kadar DÖRT Nahiye bulunmaktaydı.

Sonusa

Taşabad / Taşova

Erek  / Erbaa

Ziğdi / Karayaka

Osmanlı döneminde Sonusa haricindeki bucaklar köylerle birlikte, çevreleriyle beraber isimlendirildi. (Zaten nahiye kelimesi çevre, cihet, yöre ve bölge anlamlarına geliyor. İlle bir merkezinin olması önem arz etmiyor.)

Aslında bölgede 1850 yılına kadar hep ve her dönemde ana merkez Sonisa Kazası olmuştur. Beş bin yıllık bir yerleşim yeridir.

(Osmanlıca aslında Sonisa şeklinde tahrir edildiği için tarih yazarlarına saygı babında aslına uygun kalsın istedim.) Sonisa'da Kadı, Subaşı ve Menzilhane bulunmakta idi.

Taşabad yani Taşova şu anda olduğu gibi Sonusa tarafını da içine alınca iki geçeden ibaret yerleşim yeri olmuştur.

1530 tarihli tahrirde 535 numaralı sayfada adı kayıtlıdır.

Taşabad'ın ortasından Strabon’un İris namıyla andığı Yeşilırmak yani Tozanlu Nehri geçmektedir. Taşabad bir merkezden ziyade bir bölgeyi ifade etmektedir. Yemişenbükü köyü kurulmadan evvel bu alanda bir yerleşim yeri olmadığını düşünüyorum.

Yemişenbükü köyü 1770 - 1810 yılları arasında yerleşim yerine dönüşmeye başlamış olmalıdır.

"Şehir" adına binaen gözünüzün önünde çok büyük yerleşim yerleri biçimlenebilir.

Yüz sene, İki Yüz sene önce nüfus yoğunluğu bu derece değildi. Kasaba hatta şehir nüfusları Beş yüz, Bin, Beş Bin veya On Bin kişiden ibaretti. Köylerin hane sayısı ve nüfus oranları azdı. Bunun nedenleri var elbette. Ancak bizim konumuz bu değil. Kısaca yazmak icap etse başta güvenlik, sosyal, siyasal nedenler ve afetler sayılabilir.

Taşova adının aslı nereden geldi gibi konuları sorduğum eski insanlar bana şunu demişti:

Zira Taşova’nın eski adı Yemişenbükü olarak biliniyor. Yemişenbükü Yeşilırmak’ın ortadan böldüğü yerleşim yerinin kuzey tarafı olup diğer yarısı yani güney tarafı ise Taşabad mıntıkası olarak anılıyor. Dört Nahiye’den biri olmasından anlaşılıyor ki Taşabad geçmiş yıllarda konumlandığı alan itibariyle, köyleriyle beraber belli bir nüfus oranına sahip.

Bu yazdığım bahis daha talebe iken 1980'lerde konuştuğum insanların bende kalan ifadeleri.

1872 yılında Erbaa ilçe statüsü aldı ve Amasya’ya bağlandı. 1892 yılında ise Tokat vilayetine tabi oldu.

Taşova ise 1944 yılında ilçe oldu. O zaman idari yapı İl, ilçe, Nahiye ve Mahalle -Köy düzenindeydi. Sonra Nahiye kayboldu gitti. Belki Belde Belediyesi teşkilat düzeni gelince Nahiye önemini yitirdi. Belde Belediye teşkilat yapısı 2013 yılında yeniden tanzim edilince Taşova'nın Destek, Tekke ve Bidevi bucakları eski konumlarında olmasa da yeniden canlanmaya başladı. (Bucak idari sistemi tamamen kalkmış olsa da eski alışkanlıkların terk edilemediğini ifade etmek istedim. Yani hâlâ bu nahiyelerde karakol var.) Çünkü Taşova'da ilçe belediyesi dışında belediye teşkilatı kalmadı. Nahiyeler tamamen iptal oldu.

1944 yılı kuruluşta TAŞOVA’nın Bucakları:

1-Sonusa nahiyesi hüviyetini kaybetmiş ve doğrudan Taşova’ya bağlanmıştır.

2-Bidevi

3-Destek

4-Tekke

Ulaştığım bir yazıda yazar diyor ki; Vali Çağpar, Herizdağ Taşocağı’nı görmüş ve ilçenin adını Taşova koymuş!

Hayır diyeceğim hakikate ulaşmadıkça bu konuya.

Bu fikre katılmak mümkün değil. Çünkü Taşabad yüzyıllardır bu yörenin adıdır ve Rum Eyaleti Defteri'nde bu isimle yer almaktadır. (1530)

Bilim insanı Dr. N. Çavdar’ın 1844-1845 yıllarında Taşabat Kazası Köylerinin İktisadi Şartlarına Dair Tespitler” konulu sunumunda -makalesinde yer alan Taşabat Köyleri ve bazılarının hane sayıları:

Bidevi -42 hane.

Hacıbazar- 18 hane.

Devre

Ahur

Tasna - 40 hane.

Tekye - 40 hane.

Çalkara - 22 hane.

Dereli

Belevi - Belgü - Belgi -62

Fidi - 41 hane.

Yenidere

Kiranpa - 20 hane.

Evyaba

Kalekale

Yolaçan - 8 hane.

Yerkozlu - 42 hane.

Yukarı Baraklı - 17 hane.

Aşağı Baraklı - 18 hane.

Tanoba - 56 hane.

Yonis - 17 hane.

Geydoğan - 32 hane.

Kuşeyh - Kuşuf

Darma - 35 hane.

Hacıbey - 10 hane.

Herizdağ

Kızöldüren - 2 hane.

Boladan - 23 hane.

Değirmenli - 90 hane.

Bölge 1428 yılında Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. 1473 Otlukbeli Savaşı ile tam manasıyla Osmanlı Devleti’nin nüfuz alanına girmiştir.

Enver Seyhan

Temmuz 2019