Üsküp ve Manastır’lı Türkler “Makedonya” olarak biz Anavatana üç önemli kişiyi gönderdik diye övünür.

  1. Kişi yüzyılların lideri Mustafa Kemal Atatürk
  2. Önemli kişi Mehmet Akif Ersoy
  3. Önemli kişi ise Üsküp’te doğan 18 yaşında İstanbul’a göçen büyük şairimiz Yahya Kemal Beyatlıdır.

Enka Holding genel müdür yardımcısı Taşova’mızın yetiştirdiği değerli büyüğümüz Özkan Ağış beyin patronu iş adamı Sn.Şarık Tara’nın vefatından sonra kaleme almış olduğu taziye yazısında okunması konusunda tavsiyede bulunduğu “ŞARIK TARA-SINIRLARIN ÖTESİNDE” kitabını temin edip bir solukta okuduktan sonra Üsküp ve Manastır’lı Türklerin artık Anavatan’a 4 önemli kişi gönderdik diye övüneceklerini sanıyoruz.

Şarık Tara çocuk yaşta II.Dünya savaşının neden olduğu travmayı yaşamış, Üsküp’te varlık içinde yaşarken göç etmek zorunda kaldığı İstanbul’da mütavazı koşullarda yaşamını sürdürmüş, savaştan nefret ettiği için yaşamı boyunca her anlaşmazlığın diyalog ve uzlaşmayla giderilmesinden yana bir politika izlemiş ve bunu misyon edinmiş.

Alman şairi Rilke bir dostuna yazdığı mektupta “Görmeyi Öğreniyorum” cümlesini kullanır. “Şarık Tara Sınırların Ötesinde” kitabı da bu ülkede “böyle iş adamlarımız da varmış” ı öğretti bize…

Zamanımızın zenginlik anlayışı; hayatı kalbin attığı sürece geçirilecek zamanda edinilen mal mülk, yaşanacak haz mevzu sanmak, şahsi zenginliği tapu sayısıyla ölçmek ŞARIK TARA için yanyana getirilecek cümleler değildir.

Çok para sahibi olmanın ya da iktidar sahibi olmanın “ başarı “ manasına geldiği söylenemez. Silah tacirleri çok para kazanabilirler ama itibarları yoktur. Hitler de iktidar sahibiydi. Nasıl anıldığı hepimizin malümu. Başarı itibar ile taçlandırılırsa bir mana ifade ediyor. Saygı ile anılmak, itibar sahibi olmak zenginlikle ölçülmüyor. İtibar iktidar gücüylede kazanılmıyor. “Kişilik itibardır”…

Kısa ömrü verimli kılmak ancak mukaddes davalara hizmet etmekle mümkündür. Halkına, milletine hizmette bir ibadet neşvesi duyanlar, şöhret için değil hizmet için çalışanların mesaisi onları abide şahsiyet yapıyor.

330 sayfalık ŞARIK TARA kitabı bir yöneticiyi tarif ediyor. Küreyi, yöreyi ve töreyi bilen, etik, kendinden daha akıllı ve nitelikli insanları yönetecek çapta bir orkestra şefi.

Enişte ve kayınbirader kelimelerinin baş harflerinin ad olarak seçildiği “ENKA” ünvanıyla önce yurt içinde sonraları yabancı şirketlerle Libya, Irak, Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Rusya ve Türki Cumhuriyetleri gibi ülkelerde santraller, pompa istasyonları, su arıtma, su temizleme, rafineri, köprü, çimento fabrikaları, yollar ve buna benzer müteahhitlik hizmetlerini zamanında ve zamanından önce yaparak ülkemize itibar kazandırmışlar.

Haziran 2013’e kadar 35 ülkede 339 proje üstlenmiş, yurt dışına 240 bin çalışan göndermiş, halen 11 ülkenin 25 şantiyesinde 27 bine yakın çalışanı ile 25 yıldır sürekli iş yapmışlar. Özellikle Rusya’da yaptıkları işlerle Türk şirketlerinin ucuz ve kötü iş yapan değil, çok kaliteli işi kısa zamanda yapan ciddi şirket imajının doğmasına önemli katkıları olmuş.

Rusya’nın kapılarını Türkiye’ye ve Türk iş adamlarına açan, Türkiye’yi sempatik hale getiren, “ Türkler sadece Antalya’daki güneş değildir ve bizi zenginleştiren insanlardır.” İmajını yerleştiren Şarık Tara olmuş.

Bu lojistik beceri iyi plan, iyi program, bilgisayarlarla denetlenen inşaatçılık, inşa edilen her yapının sorumlulukla, kaliteli bir şekilde ve sevgiyle  ve de amaç güzel şey inşa etmek düsturuyla kazanılmış.

Şarık Tara beyin önemli hizmetlerinden biri de Türkiye’ye Davos’u açması olmuş. Turgut Özal’a Davos’un önemli bir platform olduğunu orada yalnız siyaset değil, ekonomik ve finansal konular, yatırımlar ve tanıtımların ön planda tutulduğunu söylemiş ve Türkiye’nin Davos’ta dünya sahnesindeki yerini almasında vesile olmuş.

Şarık Tara Türk-Japon ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, Türkiye-Yunanistan arasındaki sorunların diyalogla çözümü içinde her platform da mesaj vermiş sadece bir iş adamı değil aynı zamanda diplomasi yapan fahri elçimiz olmuş.

Türkiye-AB ilişkilerinin canlanması için de bu konuya kaynak ve zaman ayırmış AB üyeliğimiz için lobi yapmış.

Tabi şu da unutulmamalıdır başarılı kişilerin ortaya çıkış sebeplerini araştırın görülecektir ki o güzel insanların arkalarında kadınlarımızın büyük destekleri vardır.

Bir meşhur şair bir toplantıda şöyle diyor;

“ Çalışmalarıma sükutuyla yardımcı olan eşime de minnettarım.” İngilizce ve Fransızca’yı akıcı bir şekilde konuşan eşi Lale Hanım’da yabancı heyetleri evlerinde en iyi şekilde ağırlayarak dostlukların güçlenmesine yardımcı olmuştur.

Bu kitapta Şarık Tara beyi anlatanlar onun dünya zenginliğini değil insanlığını öne çıkaran özelliklerini anlatmışlar.

Kafasında hep ülkesi ve onun çıkarlarını düşünen, dar kazançlara değil ileriye bakan, siyasetçi olmamasına rağmen etkin politikalar üreten, güçlü vizyon sahibi, eğitime, spora kültüre değer veren, her alanda diyalog ve hoşgörünün dostluğa ve barışa hizmet edeceği düşüncesiyle hareket eden, insanları seven, çalışmanın ve dürüstlüğün başarıyı ve mutluluğu getireceğine inanan, Türk insanının neler yapabileceğinin, becerilerinin yurt dışında tanıtılması için çaba ve gayret gösteren , Marmara depreminde deprem kurbanı ailelerin çocuklarına yardım eden hayırsever , insani yönü fazla, hoşgörülü mütevazı, ülkenin ve dünyanın barışına katkıda bulunmak için çok çalışan bir insan, bir iş adamı…

Özal döneminin Dış İşleri Bakanı Kurt Cebe Alp temoçin Şarık Tara’ya üstün hizmet ödülü verirken :

“ O kadar çaba, o kadar uğraşı, iyi niyet, güleryüz ama ciddi olarak iş yapmak, doğru iş yapmak, karşı tarafında güvenini kazanmak çok önemli. İşin getirdiği para pul, itibar bunların hepsi çok önemli ama bunun ötesinde sadece kendi işinde değil, ülkenin prestijinin o yabancı ülkelerde artırılması için gösterilen sessiz, sedasız ikinci planda öne çıkmadan ama fevkalade etkin bir şeylerin gerçekleştirilmesi çok önemli” sözleri ve de Süleyman Demirel’in Türkiye’nin dünyayla bütünleşmede ve Balkanlarda barışın sağlanmasında oynadığı önemli rol nedeniyle ŞARIK TARA için söylediği:

“ Keşke daha çok Şarık olsa” sözleri onu anlatmaya yetiyor.

Böyle insanların değerinin farkında olamazsak ulusumuzun değerini bilemeyiz. Milletler böyle insanlarla kıymet kazanıyor.

Milletimizin ŞARIK TARA’lara ihtiyacı var…