YADIMA DÜŞER BAZI BAZI..
Yakar şu sinemi güz ayının ayazı
Evet!
Aklıma Şekip Şahadoğru düştü.
Babamın radyosunda mahalli sanatçı olarak çok defa dinledim.
Babamın radyosunu dinlediğim yıllar nihayet 1983 gibi…
Evet!
Gibi!..
Ve bir gün bitti.
Belki 1985 gibi…
Galiba bozuldu sonra.
Bilmiyorum ki…
Bu hususta çok kere yazdım.
Artık da yaşlandım.
“Yaş aldım de” diyenler var bana!..
Bir iki adım ötesi kocalık!..
Ömrüm gurbet ellerde geçti.
Eskiden bazı zaman aklıma eserdi…
Deli gönül kaderine küserdi…
Dünyayınan alakayı keserdi…
Neyse!…
1970’de galiba çocuk aklım başıma geldi.
1981’de babam vefat etti.
Aslında benim için hayat o dakika bitti…
Bitti de bitmiyor bitti demekle!
1983 yılında doğup büyüdüğüm yerlerden yavaş yavaş, usul usul elimi ayağımı çekmeye başladım.
Yazın bilakis…
Gittim gördüm geri döndüm.
Okul yıllarında birkaç ay sürekli kaldım.
Taşrada köyde kırsalda hangi iş ve meşgale mevcutsa hepsinden haberim var; bugün başlasam hiç acemilik çekmem.
Bu yazdıklarım nice nice insanın başından geldi geçti ve geçiyor.
Bizim elde göç yolunda…
Allı turna karasu başında mola vermiş de eğilmiş suyunu karasudan içiyor…
Elbette yazdıklarım bir bana özgü değil.
Nicelerinin başında…
Bir insanın yaşamı ile diğer bir insanın hayatı aşağı yukarı benzer birbirine.
İnsanda duygu var, his var, gönül var; bir de beden var. Maddi ve manevi taraftarıyla insandır kişi toplum içinde.
Hakikatte yazdıklarım bir bana has olamaz…
Yazarak ve anlatarak ben ancak ortak duygulara tercüman oluyorum.
Yazmak da bu zaten…
Müzik dinlemem genel olarak…
Videolara bakmam…
Tesadüf eder durup dururken…
Araştırma yaparken veya yan gelip yatarken…
Şekip hocanın havasına benzettim.
“Bilmem hayal gibi bilmem düş gibi
Eyvah geldi geçti boran gibi kış gibi
Şahin yuvasında garip kuş gibi
Eyvah bölük bölük böldü dert beni”
Aradım buldum.
Şiir de türkü de Muharrem Ertaş adına.
Alayına yüce Mevla rahmet eylesin.
Kullarını umduklarına ulaştırsın.
Enver Seyhan
2024