Eskiden komşuluk ilişkileri diye içi dolu dolu bir kavram vardı… Bir yere giderken, Evimizi barkımızı önce Allah’a sonra komşuya emanet eder giderdik.

“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” derlerdi. Şimdilerde külde kalmadı zaten doğalgaza geçtik nasılsa.

Komşuluk, aynı binayı, aynı bahçeyi, aynı sokağı paylaşmaktan çok aynı gönlü paylaşmak, sevgi ve saygı içinde yaşamak, dertlerle dertlenmek, sevinçlerle mutluluk duymaktır.

Ha birde “Komşu hatırına” diye ne güzel bir söz vardı, hala da kullanılıyor. Ama içi boş bir kelime artık.

Eskiden bahçemizin, komşunun bahçesine açılan aramızda bir kapı vardı. Şimdi o kapılar artık yok maalesef.

Ne çok şeyler yitiriyoruz gün geçtikçe.

Büyük şehirlerdeki komşuluklar ekseriya, birbirinin ahvalinden habersiz olan ölülerin mezar komşuluğuna benziyor.

Ya şimdi ?

Sanırım kötü komşu herkesi mal sahibi yaptı da haberimiz mi olmadı? Herkes malıyla kaldı tek başına galiba.

Durumun özeti bu sanırım…

Yinede bizler Komşular arasında dostluk köprülerini tekrar kuralım efendim.

Hayırlı günler diliyor, sevgi ve hürmetle sizleri selamlıyorum.

Naci Özkan

17.04.2024